Kısaca Yaşam Öyküsü....
1 sayfadaki 1 sayfası
Kısaca Yaşam Öyküsü....
Kısaca Yaşam Öyküsü....
Selam Arkadaşlar... Ben ÖZGÜR...1981 yılının Mayıs ayının 27'sinde pırıl pırıl bir bahar sabahı Ankarada dünyaya gelmişim.
Anne ve babamın memuriyeti dolayısıyla birçok şehir gezdik. Bu nedenle doğum yerim olan Ankarada sadece 40 gün kaldıktan sonra Erzuruma taşınmışız.
Yaramaz bir bebek oluşum ve annemin çalışma yoğunluğu nedeniyle beş yaşıma kadar İstanbulda anneannemin yanında büyümüşüm. Tayinimiz Amasyaya çıktığında benim aile özlemim de son bulmuş oldu. Üstelik Erzurumda ailemizin yeni üyesi olan kardeşimin de dünyaya gelmesiyle dört kişilik şirin bir aile olmuştuk.
Amasyada yedi yıl gibi uzun bir süre kalmamız nedeniyle Karadenizin birçok bölgesini tanıma fırsatı buldum. Bu nedenle hayatıma damgasını vuran doğa harikası Karadenizi unutamam.
Tayinimiz Lüleburgaza çıktığında eğitimimde büyük bir önemi olan Anadolu Lisesini kazanmıştım.Fakat bu ilçenin benim için bir önemi daha vardı. Müziğe ilk başladığım yer olan bu şehirde babamın teşvikiyle bir klavye sahibi olmuştum. Bu ilçede de ancak iki yıl kalabildik.
Yine tayin.yine tayin...! Bu sefer doğunun sıcakkanlı insanlarıyla ünlü şehri Bingöle taşınmıştık. Bu yıllarda yaşımla beraber müziğe olan ilgim de büyümüştü.En büyük hayalim bir gitar sahibi olmaktı. Ve ilk gitarımı bu yıllarda İstanbuldan dayım gönderdi. Bingölde geçirdiğimiz iki yıldan sonra bize yine yol gözüktü.
Türkiyenin sanayi kenti Kocaeli ye gidiyorduk.Kocaeli kısa bir süre okulla tiyatro çalışmaları da yaptığım gençlik yıllarımın şehri olmuştu. Fakat yine bu yıllara denk gelen üniversite sınavı nedeniyle tiyatro ve daha da önemlisi müzik çalışmalarıma ara vermek durumunda kaldım.
Kocaeli Anadolu Lisesinde okuduğum lise yıllarım üniversite sınavını kazanmama büyük fayda sağlamıştı. İstanbul Üniversitesi Felsefe bölümünü kazandım. Bu şehirde anne ve babamın emekliliği nedeniyle şirin bir sahil beldesi olan Değirmendereye yerleşmiştik.1999 Marmara depremini burada yaşadık.
Daha sonra benim de İstanbulda bir üniversite kazanmam dolayısıyla ailemle beraber İstanbula yerleştik. İstanbul gibi büyük bir şehirde yaşıyor olmam müzik konusundaki deneyimlerimin artmasını sağladı.
Gündüzleri okuluma devam ederken akşamları çeşitli yerlerde sahne almaya başladım. Çalıştığım yerler Beyazıtta Cafes ve Sütlükahve; Merterde Yeşilkonak; Bahçelievlerde Arkabahçe ; Taksimde Nota Sanat ve Bariyer. Taksimin hayatımdaki yeri sadece sahne almış olmamdan değil, vaktimin geri kalan kısmını da burada geçiriyor olmamadan kaynaklanıyor.
İstiklal Caddesinde yaptığım sade bir yürüyüş bile beni bütün sıkıntılarımdan arındırmaya yetiyor.
Yazları da annemin memleketi olan ve anneannemin yaşadığı Şarköyde çeşitli barlarda sahne aldım.
Evet arkadaşlar şimdi gelelim Akademi Türkiye yarışmasına nasıl katıldığıma.. Bu yarışmanın reklamlarını ilk gördüğümde içim kıpır kıpır olmuştu. Çünkü içeriye girebilirsem yıllardır hayal edip bir türlü gerçekleştiremediğim müzik eğitimini görecektim. Bir yandan da ürperiyordum onbinlerce insan arasından sıyrılamazsam diye. Bu yüzden bir türlü cesaretimi toplayıp müracaatımı yapamadım. Ancak bu arada benim canım annem müracaat formunu doldurup göndermiş bile. Bana söylediğinde tabiki çok sevindim.
Uzun bir bekleyişten sonra ilk eleme için çağırıldım. Derken heyecanlı bekleyişlerle geçen kısa bir süre sonunda kendimi gala gecesi oylanacak üç kişi arasında buldum. Ondan sonrasını ise zaten biliyorsunuz. İlk gala gecesi ve ilk zaferim.
Şimdi tek amacım bu yolun sonuna kadar alnımın akıyla gidip, ülkemi dünyaya tanıtabilmek.
SEVGİLERİMLE.....
ÖZGÜR.....
Selam Arkadaşlar... Ben ÖZGÜR...1981 yılının Mayıs ayının 27'sinde pırıl pırıl bir bahar sabahı Ankarada dünyaya gelmişim.
Anne ve babamın memuriyeti dolayısıyla birçok şehir gezdik. Bu nedenle doğum yerim olan Ankarada sadece 40 gün kaldıktan sonra Erzuruma taşınmışız.
Yaramaz bir bebek oluşum ve annemin çalışma yoğunluğu nedeniyle beş yaşıma kadar İstanbulda anneannemin yanında büyümüşüm. Tayinimiz Amasyaya çıktığında benim aile özlemim de son bulmuş oldu. Üstelik Erzurumda ailemizin yeni üyesi olan kardeşimin de dünyaya gelmesiyle dört kişilik şirin bir aile olmuştuk.
Amasyada yedi yıl gibi uzun bir süre kalmamız nedeniyle Karadenizin birçok bölgesini tanıma fırsatı buldum. Bu nedenle hayatıma damgasını vuran doğa harikası Karadenizi unutamam.
Tayinimiz Lüleburgaza çıktığında eğitimimde büyük bir önemi olan Anadolu Lisesini kazanmıştım.Fakat bu ilçenin benim için bir önemi daha vardı. Müziğe ilk başladığım yer olan bu şehirde babamın teşvikiyle bir klavye sahibi olmuştum. Bu ilçede de ancak iki yıl kalabildik.
Yine tayin.yine tayin...! Bu sefer doğunun sıcakkanlı insanlarıyla ünlü şehri Bingöle taşınmıştık. Bu yıllarda yaşımla beraber müziğe olan ilgim de büyümüştü.En büyük hayalim bir gitar sahibi olmaktı. Ve ilk gitarımı bu yıllarda İstanbuldan dayım gönderdi. Bingölde geçirdiğimiz iki yıldan sonra bize yine yol gözüktü.
Türkiyenin sanayi kenti Kocaeli ye gidiyorduk.Kocaeli kısa bir süre okulla tiyatro çalışmaları da yaptığım gençlik yıllarımın şehri olmuştu. Fakat yine bu yıllara denk gelen üniversite sınavı nedeniyle tiyatro ve daha da önemlisi müzik çalışmalarıma ara vermek durumunda kaldım.
Kocaeli Anadolu Lisesinde okuduğum lise yıllarım üniversite sınavını kazanmama büyük fayda sağlamıştı. İstanbul Üniversitesi Felsefe bölümünü kazandım. Bu şehirde anne ve babamın emekliliği nedeniyle şirin bir sahil beldesi olan Değirmendereye yerleşmiştik.1999 Marmara depremini burada yaşadık.
Daha sonra benim de İstanbulda bir üniversite kazanmam dolayısıyla ailemle beraber İstanbula yerleştik. İstanbul gibi büyük bir şehirde yaşıyor olmam müzik konusundaki deneyimlerimin artmasını sağladı.
Gündüzleri okuluma devam ederken akşamları çeşitli yerlerde sahne almaya başladım. Çalıştığım yerler Beyazıtta Cafes ve Sütlükahve; Merterde Yeşilkonak; Bahçelievlerde Arkabahçe ; Taksimde Nota Sanat ve Bariyer. Taksimin hayatımdaki yeri sadece sahne almış olmamdan değil, vaktimin geri kalan kısmını da burada geçiriyor olmamadan kaynaklanıyor.
İstiklal Caddesinde yaptığım sade bir yürüyüş bile beni bütün sıkıntılarımdan arındırmaya yetiyor.
Yazları da annemin memleketi olan ve anneannemin yaşadığı Şarköyde çeşitli barlarda sahne aldım.
Evet arkadaşlar şimdi gelelim Akademi Türkiye yarışmasına nasıl katıldığıma.. Bu yarışmanın reklamlarını ilk gördüğümde içim kıpır kıpır olmuştu. Çünkü içeriye girebilirsem yıllardır hayal edip bir türlü gerçekleştiremediğim müzik eğitimini görecektim. Bir yandan da ürperiyordum onbinlerce insan arasından sıyrılamazsam diye. Bu yüzden bir türlü cesaretimi toplayıp müracaatımı yapamadım. Ancak bu arada benim canım annem müracaat formunu doldurup göndermiş bile. Bana söylediğinde tabiki çok sevindim.
Uzun bir bekleyişten sonra ilk eleme için çağırıldım. Derken heyecanlı bekleyişlerle geçen kısa bir süre sonunda kendimi gala gecesi oylanacak üç kişi arasında buldum. Ondan sonrasını ise zaten biliyorsunuz. İlk gala gecesi ve ilk zaferim.
Şimdi tek amacım bu yolun sonuna kadar alnımın akıyla gidip, ülkemi dünyaya tanıtabilmek.
SEVGİLERİMLE.....
ÖZGÜR.....
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz