ınstyle dergisi temmuz sayısı
3 posters
1 sayfadaki 1 sayfası
ınstyle dergisi temmuz sayısı
Özgür Çevik
Stil & Erkek
Müzik yarışmasındaki efendi çocuk olarak tanındı. Yabancı Damat’taki oyunculuğuyla övgüler aldı. Özgür Çevik(27) şimdilik ilk albümü Düş/Ün/Ce ile müzisyen kimliğini ortaya çıkarıyor. Üzerine yapışan temiz çocuk imajından biraz sıkılan Çevik’le albümünün yayınlanacağı gün buluştuk ve neler hissettiğini konuştuk.
Albümünüz bügün çıkıyor. Ne hissediyorsunuz?
Gittim bir-iki kere D&R ‘a , çıktı mı acaba diye. İçeri girer girmez, “Özgür Bey, albüm daha gelmedi” dediler (gülüyor). Herhalde iyi hissedeceğim. Kademe kademe ilerliyor. Albümü bitirdiğim zaman bir yükselme oldui klibi televizyonda gördüğüm zaman ağlamaya yakın bir yükselme oldu, şimdi albümü rafta göreceğim, onun duygusunu bilmiyorum ama buna yakın bir şey olacak herhalde.
‘İyi aile çocuğu Özgür’ baskısı yüzünden albümünüze Kir adını vermek istediğinizi ve kimilerinin szden beklediği gibi pop değil de sert bir albüm yaptığınızı söylüyorsunuz. Bu imajdan sıkıldınız mı?
Aslında böyle tanınmak kötü bir şey değil ama bu imaj insanın üzerine yapıştığı için doğal olarak röportaj yapanların soruları da buna yönelik oluyor. “Albümün tarzı beklenenden farklı” diye başlıyor röportaj. Beklenen nedir bilmiyorum. Dizi dediğiniz şey, Türkiye’de en popüler şey. Orada söylediğim şarkılar ya Yunan ezgisine sahip şarkılardı ya da günün popüler şarkılarıydı. Öncesinde yarışmada da (Akademi Türkiye) öyle. Bunların hepsi birleşince böyle bir düşünce oluyor. Ben şuna inanıyorum, iyi bir şey yaptığınız zaman o yolunu bulur. Popüler dünyadan gelip de böyle bir albüm yaparak dinleyici kitlesini daraltmak söz konusuydu ve ben bunu göze aldım
Albümün tarzında çalıştığınız ekibin etkisi var mı? Prodüktörünüz Kargo’dan Selim Öztürk çünkü.
Çalıştığım ekibin(Selim Öztürk, Burak Karataş, Tolga Çebi, Ferhat Hasanoğlu) Bayağı etkisi var ama istediğim de buydu zaten. Sert bir albüm istiyordum. Dinlediğim müzikler de bu yöndeydi.
Şarkı sözlerinize baktığımız zaman hiç de pembe bir tablo görünmüyor. Zaten karonette de, “Işıktan bahsetmek isterdim ama karanlığa hayran içim,” diyorsunuz. Karamsar bir insan mısınız?
Karamsar bir insanım. Ama böyle deyince yanlış anlaşılabiliyor. Mesela bir röportajda anlattım anlattım, sonunda “Evde de ışıkları kapatıp mı oturuyorsun?” diye sordular (gülüyor). Tabii ki öyle değil. Gülüyoruz, eğleniyoruz ama bir iç dünya var. Elim kaleme gittiği zaman çıktan şeyler bunlar. Her şeyi ciddiye alan bir adamım ben. Ve bu yönümle de çok dalga geçerim.
Ankara’da doğmuşsunuz, babanızın görevi nedeniyle de dolaşmışsınız epey.
Babamın, annemin. Asker-Polis.
İstanbul’a da felsefe okumak için gelmişsiniz. Bu şehrin size faydası ya da zararı oldu mu?
İstanbul’da insan çok çabuk öğreniyor herşeyi. O kadar karışık bir yer ki. Anadolu’da öğreneceğinin belki 10 katı hızla öğreniyorsun. Çünkü Anadolu’daki insan da var burada. Avrupa’nın insanı da, tehlikeli insan da, iyi insan da... Daha sıkıştırılmış bir zamanda öğreniyorsun.
Zip dosyası gibi.
Evet. İstanbul zip(gülüyor) Böyle bir grup kurulmalı.
Yarışmanın size çok katkısı oldu mu?
Olmaz olur mu? Yarışma olmasaydı belki de felsefe öğretmeni olmuştum şimdi.
Müziğe devam eder miydiniz?
Karşıma ne çıkacaktı bilmiyorum ki. Belkide daha iyi olacaktı. Belkide nereden geldi bu adam derlerken albüm yapmış olacaktım. Şimdi nereden geldiğimle ilgili net fikirleri oluyor. Ama yarışma döneminde oy kullanma süreci olduğu için garip bir şekilde herkes üzerimde hak iddia edebiliyordu.
"Seni buraya ben getirim", gibi mi?
Böyle demiyorlardı ama bunu hissettiriyorlardı. "Ben sana çok oy atmıştım", deniyordu mesela. Hoş Yabancı Damat'tan sonra çok azaldı bu.
Yeni dizi projeniz var mı?
Ekim ayında olabilir. Şu anda net değil.
Sizin stiliniz üç aşağı beş yukarı belli.
Evet , stilsizlik (gülüyor)
Rahat kıyafetleri seviyorsunuz sanırım. Daha ziyade jean ve tişört mü?
Gömlek sevdiğim dönemlerde oluyor. Bir dönem tişörtleri çok seviyorum, gömlekleri kenara koyuyorum. Ruh haliyle ilgili bir şey.
Alışverişe meraklı mısınız?
Bazen zorunluluk haline geliyor. Tişörtler bitmiş, ondan sıkılıyorum, bundan sıkılıyorum, alışveriş yapmam gerekiyor. Ama bir dükkana gidip bir şey almak zor gerçekten.
Çoğunlukla nerelerden giyinirsiniz?
Takıntılı olduğum bir yer yok. Sinemaya giderken yakınlarda alışveriş yapabileceğim bir yer varsa aradan çıkarırım.
Sinemaya çok gider misiniz?
Giderdim ama albüm kayıtları sırasında çok gidemedim. aslında biraz asosyal bir adamım. Ruh halimin daha içe dönük olduğu zamanlarda sosyal ortamlarda geriliyorum. Kafamın içindeyim çünkü. Duymuyorum dışardakileri.
Diğer zamanlarda rahatsınız ama değil mi?
Evet coşkulu zamanlarım da oluyor. O zaman da eve gitmiyorum (gülüyor)
En çok hangi semtlerde takılıyorsunuz?
Taksim'de ve Cihangir'de olduğu gibi, sıkıldığım zaman gidebildiğim, herkesi tanıdığım, kimseye mecburen bir şey söylemek zorunda kalmadığım yerleri seviyorum.
Tatile çıkabildiniz mi?
Foça'ya ve Göçek'e gittim. Belki Bodrum'a da gideceğim.
Favori tatil yeriniz neresi?
Aslında favori yerim yok. sırt çantamı aldığım zaman her yere giderim. Gittiğim yerde kendime ait bir alan yaratabileyim yeter.
Stil & Erkek
Müzik yarışmasındaki efendi çocuk olarak tanındı. Yabancı Damat’taki oyunculuğuyla övgüler aldı. Özgür Çevik(27) şimdilik ilk albümü Düş/Ün/Ce ile müzisyen kimliğini ortaya çıkarıyor. Üzerine yapışan temiz çocuk imajından biraz sıkılan Çevik’le albümünün yayınlanacağı gün buluştuk ve neler hissettiğini konuştuk.
Albümünüz bügün çıkıyor. Ne hissediyorsunuz?
Gittim bir-iki kere D&R ‘a , çıktı mı acaba diye. İçeri girer girmez, “Özgür Bey, albüm daha gelmedi” dediler (gülüyor). Herhalde iyi hissedeceğim. Kademe kademe ilerliyor. Albümü bitirdiğim zaman bir yükselme oldui klibi televizyonda gördüğüm zaman ağlamaya yakın bir yükselme oldu, şimdi albümü rafta göreceğim, onun duygusunu bilmiyorum ama buna yakın bir şey olacak herhalde.
‘İyi aile çocuğu Özgür’ baskısı yüzünden albümünüze Kir adını vermek istediğinizi ve kimilerinin szden beklediği gibi pop değil de sert bir albüm yaptığınızı söylüyorsunuz. Bu imajdan sıkıldınız mı?
Aslında böyle tanınmak kötü bir şey değil ama bu imaj insanın üzerine yapıştığı için doğal olarak röportaj yapanların soruları da buna yönelik oluyor. “Albümün tarzı beklenenden farklı” diye başlıyor röportaj. Beklenen nedir bilmiyorum. Dizi dediğiniz şey, Türkiye’de en popüler şey. Orada söylediğim şarkılar ya Yunan ezgisine sahip şarkılardı ya da günün popüler şarkılarıydı. Öncesinde yarışmada da (Akademi Türkiye) öyle. Bunların hepsi birleşince böyle bir düşünce oluyor. Ben şuna inanıyorum, iyi bir şey yaptığınız zaman o yolunu bulur. Popüler dünyadan gelip de böyle bir albüm yaparak dinleyici kitlesini daraltmak söz konusuydu ve ben bunu göze aldım
Albümün tarzında çalıştığınız ekibin etkisi var mı? Prodüktörünüz Kargo’dan Selim Öztürk çünkü.
Çalıştığım ekibin(Selim Öztürk, Burak Karataş, Tolga Çebi, Ferhat Hasanoğlu) Bayağı etkisi var ama istediğim de buydu zaten. Sert bir albüm istiyordum. Dinlediğim müzikler de bu yöndeydi.
Şarkı sözlerinize baktığımız zaman hiç de pembe bir tablo görünmüyor. Zaten karonette de, “Işıktan bahsetmek isterdim ama karanlığa hayran içim,” diyorsunuz. Karamsar bir insan mısınız?
Karamsar bir insanım. Ama böyle deyince yanlış anlaşılabiliyor. Mesela bir röportajda anlattım anlattım, sonunda “Evde de ışıkları kapatıp mı oturuyorsun?” diye sordular (gülüyor). Tabii ki öyle değil. Gülüyoruz, eğleniyoruz ama bir iç dünya var. Elim kaleme gittiği zaman çıktan şeyler bunlar. Her şeyi ciddiye alan bir adamım ben. Ve bu yönümle de çok dalga geçerim.
Ankara’da doğmuşsunuz, babanızın görevi nedeniyle de dolaşmışsınız epey.
Babamın, annemin. Asker-Polis.
İstanbul’a da felsefe okumak için gelmişsiniz. Bu şehrin size faydası ya da zararı oldu mu?
İstanbul’da insan çok çabuk öğreniyor herşeyi. O kadar karışık bir yer ki. Anadolu’da öğreneceğinin belki 10 katı hızla öğreniyorsun. Çünkü Anadolu’daki insan da var burada. Avrupa’nın insanı da, tehlikeli insan da, iyi insan da... Daha sıkıştırılmış bir zamanda öğreniyorsun.
Zip dosyası gibi.
Evet. İstanbul zip(gülüyor) Böyle bir grup kurulmalı.
Yarışmanın size çok katkısı oldu mu?
Olmaz olur mu? Yarışma olmasaydı belki de felsefe öğretmeni olmuştum şimdi.
Müziğe devam eder miydiniz?
Karşıma ne çıkacaktı bilmiyorum ki. Belkide daha iyi olacaktı. Belkide nereden geldi bu adam derlerken albüm yapmış olacaktım. Şimdi nereden geldiğimle ilgili net fikirleri oluyor. Ama yarışma döneminde oy kullanma süreci olduğu için garip bir şekilde herkes üzerimde hak iddia edebiliyordu.
"Seni buraya ben getirim", gibi mi?
Böyle demiyorlardı ama bunu hissettiriyorlardı. "Ben sana çok oy atmıştım", deniyordu mesela. Hoş Yabancı Damat'tan sonra çok azaldı bu.
Yeni dizi projeniz var mı?
Ekim ayında olabilir. Şu anda net değil.
Sizin stiliniz üç aşağı beş yukarı belli.
Evet , stilsizlik (gülüyor)
Rahat kıyafetleri seviyorsunuz sanırım. Daha ziyade jean ve tişört mü?
Gömlek sevdiğim dönemlerde oluyor. Bir dönem tişörtleri çok seviyorum, gömlekleri kenara koyuyorum. Ruh haliyle ilgili bir şey.
Alışverişe meraklı mısınız?
Bazen zorunluluk haline geliyor. Tişörtler bitmiş, ondan sıkılıyorum, bundan sıkılıyorum, alışveriş yapmam gerekiyor. Ama bir dükkana gidip bir şey almak zor gerçekten.
Çoğunlukla nerelerden giyinirsiniz?
Takıntılı olduğum bir yer yok. Sinemaya giderken yakınlarda alışveriş yapabileceğim bir yer varsa aradan çıkarırım.
Sinemaya çok gider misiniz?
Giderdim ama albüm kayıtları sırasında çok gidemedim. aslında biraz asosyal bir adamım. Ruh halimin daha içe dönük olduğu zamanlarda sosyal ortamlarda geriliyorum. Kafamın içindeyim çünkü. Duymuyorum dışardakileri.
Diğer zamanlarda rahatsınız ama değil mi?
Evet coşkulu zamanlarım da oluyor. O zaman da eve gitmiyorum (gülüyor)
En çok hangi semtlerde takılıyorsunuz?
Taksim'de ve Cihangir'de olduğu gibi, sıkıldığım zaman gidebildiğim, herkesi tanıdığım, kimseye mecburen bir şey söylemek zorunda kalmadığım yerleri seviyorum.
Tatile çıkabildiniz mi?
Foça'ya ve Göçek'e gittim. Belki Bodrum'a da gideceğim.
Favori tatil yeriniz neresi?
Aslında favori yerim yok. sırt çantamı aldığım zaman her yere giderim. Gittiğim yerde kendime ait bir alan yaratabileyim yeter.
ÖzGüR _ BuSe- Admin
- Mesaj Sayısı : 4829
Geri: ınstyle dergisi temmuz sayısı
Özgür Çevik'in Instyle için seçtikleri...
ÖzGüR _ BuSe- Admin
- Mesaj Sayısı : 4829
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz