Temiz yüzlü Yabancı Damat
1 sayfadaki 1 sayfası
Temiz yüzlü Yabancı Damat
Özgür'den dinlediğim tüm şarkılar 'evet işte bu' dedirtecek şarkılardı benim için. Özellikle de İlhan İrem şarkıları...Ve yaşı benden çok küçük olmasına rağmen bu çocuğun duruşuna, zekasına, mağrurluğuna, sevgisine, hoşgörüsüne ve sabrına hayran kaldım. Benim gibi düşünen ve hisseden binlerce insan... Bunların içinde tüm önyargılarını yıkıp, kızına doğum gününde gitar aldığını, hatta 50 yaşından sonra rock müzik dinlemeye başladığını söyleyen birçok kişi vardı.' ozgurkardesligi.net'ten bir Özgür Çevik yorumu. Bu sitenin diğer fan sitelerinden farkı üyelerin dolmaları hazırlayıp adaya pikniğe gitmek gibi çeşitli etkinliklerde biraraya gelmeleri. İnternet sitesinde Çevik'in hayran kitlesinin 14-18 yaş arası genç kızlardan oluşmadığı, onların anne-babaları hatta anneannelerinin de olduğu vurgulanıyor. Akademi Türkiye'den sonra Yabancı Damat dizisinde Gaziantepli baklavacı bir ailenin kızı Nazlı (Nehir Erdoğan) ile aşk yaşayan Niko karakteri olarak ekrana gelen Çevik bu yıl içinde bir albüm çıkarmaya da hazırlanıyor.
Ozgurkardesligi.net adlı hayranlarınız hazırladığı web sitesini takip ediyor musunuz?
Yarışmadayken böyle bir site olduğunu biliyordum ama onları tanıyıp da ne kadar kalabalık olduklarını ve neler yaptıklarını görünce şaşırdım. Fan siteleri genelde durgun olur. Oysa Özgür Kardeşliği'nde sürekli bir aksiyon ve düşünce yoğunluğu var. Kendi başına bir site oldu. Üyeleri kültürlü insanlar. Eğitimciler, doktorlar, avukatlar var. Düzenledikleri etkinliklerin birkaçına ben de katıldım. Fırsat buldukça foruma yazıyorum, bazen chat'e giriyorum.
İnternet sitesinde örnek bir genç olduğunuz vurgulanıyor. Bu temiz yüzlü olmanızdan mı, kötü alışkanlıklarınız olmamasından mı yoksa yetenekli biri olmanızdan mı kaynaklanıyor?
Temiz yüzlü olmanın etkisi vardır. En azından çok sivri bir tip değilim. Duygusallık belki etkilemiştir. Çok fazla kötü alışkanlığım olmaması, eğitimim... Bunların toplamından genel bir yargıya varılmıştır. Bir taraftan iyi bir şey ama bir taraftan çok kısıtlayıcı bir şey. Rahatlığımı elimden alıyor. Zaten abuk şeyler yapan biri değilim ama şöyle yapmalıyım, böyle olmalı gibi önyargılar oluşmaya başlıyor. Bu da beni sıkıyor, boğuyor. Çünkü 'ya yaparsam'lar çok yoruyor.
Röportajlarda en fazla tekrarladığınız cümlelerden biri 'sindire sindire bir şeyler yapmak.' Bir yarışmaya katıldınız ardından o bitti bir dizide rol almaya başladınız. Epeyce hızlı gelişti olaylar.
Evet, sindire sindire olmadı. Piyasada bir promosyona sahip olduktan sonra o anda ellerinde olan en iyi şarkıyla albümünü sattırma çabasında olan birçok insan var. Yani amaç ellerindeki kötü ürünü en yüksek fiyata satmak. Ben buna karşı olduğumu göstermek için 'sindire sindire' lafını çok fazla kullandım.
Hep böyle bir hikaye vardır ya. Ailesi kendisinden habersiz katılım formu gönderir. Kahraman kendini bir anda finalist olarak bulur. Ve yarışma bittiğinde dizi, film, reklam teklifleri gelir. Sizinki de böyle pembe bir masal.
Aslında herkesin böyle bir masalı var. Ama herkes oturup bu hikaye üzerine düşünmüyor ve bunu dile dökmüyor ya da dökemiyor. Ben çok severim yaptığım şeyleri düşünmeyi ya da yapacaklarımın hayalini kurmayı.
O dönem başka projeler var mıydı?
Reklam, albüm ve konser teklifleri vardı. Bunların arasında Yabancı Damat çok içi dolu ve parıltılı bir şeydi.
Pınar-Özgür ve Nazlı-Niko ikisi de masal gibi
Simi Adası'nda olumlu tepkiler aldığını söylemiştin. Peki Niko Gaziantep'te nasıl karşılanıyor?
Ben bilmem kim olarak sana kızı veriyorum diyenler oluyor. Dizinin taraftarları ikiye ayrılmış durumda. Aşkın önünde uyruk engeli olmamalı diyen grup Niko'yu; bu çocuk gerçekten kızı seviyor, Gaziantepli bir kıza o yakışır diyenler ise Kadir'i tutuyor. Ben evde izlediğimde Kadir için çok üzülüyorum. Genelde dizilerde aşkın mimari iki karakter ve onları ayırmak isteyen diğerleri olur. Yabancı Damat'ta seyirci ikileme düşüyor karakterler konusunda.
Niko ilerleyen bölümlerde şarkı söyleyecek mi?
Umut ediyorum. Gelecek bölümlerde ne olacak bilmiyorum. Ama Niko gibi biri gitar da çalar gibi geliyor. Duygusal bir çocuk çünkü.
Peki Niko Gaziantep'e yerleşip baklava işine girer mi?
Girse bile herhalde o işi de kendine uydurur. Ama sıkılabilir orada, Nazlı'sıyla gezmek isteyebilir. Aşk işte.
Akademi Türkiye'de sesiniz, yorumunuz kadar Pınar ile yaşadığınız aşkla da konuşuldunuz. Şimdi ise gündemde Niko-Nazlı aşkı var.
Aslında ikisi de masal gibiydi. Çünkü biri istesem de istemesem de programın parçası haline getirildi. Ama böyle bir ortamda olduğu için o da masal gibiydi. Türkiye'deki dizilerin tadı tuzu aşk. Dizide aşkı arıyor insanlar. Ben arıyorum mesela.
Babası asker, annesi polis emeklisi
İstanbul Üniversitesi'nde Felsefe Bölümü son sınıftasınız. Okula devam ediyor musunuz?
Okul bensiz devam ediyor. Vizelere giremedim, Gaziantep'teydim. Finallere girmeyi düşünüyorum ama geçebilir miyim bilmiyorum. Bölümümden anlatamayacağım kadar memnumum, okuduklarımdan anlatamayacağım kadar haz duydum ve felsefe bana çok şey kattı. Felsefe ciddiye aldığında okuması çok zevkli bir bölüm.
Neden felsefe okumayı tercih ettiniz?
Yolda yürürken çevremdeki yerleri, hangi dükkanların önünden geçtiğimi hatırlamam. Etrafımdakiler sadece fondur. Hep başka bir dünya vardır kafamda.
Felsefe, müzik ve oyunculuktan sonra şimdi sırada ne var?
Asker çocuğu olduğum için pek çok yerde yaşadım. İlkokul Amasya, ortaokul Lüleburgaz'da başlayıp Bingöl'de devam etti. Lisede İzmit'te üniversitede İstanbul'daydım. Oralara tekrar gitmek istiyorum mesela. İlkokulu okuduğun yere farklı biri olarak tekrar gidiyorsun. Dışarıdan gözlemliyorsun. Oradan ne çıkar bilmiyorum.
Aileniz şimdi nerede?
İstanbul'da. Babam asker, annem polis emeklisi. Disipline bir aile yani. Bir kız kardeşim var, üniversitede okuyor.
Disiplinli bir aile diyorsunuz ama siz istediklerini yapıyorsunuz.
Evet, asker baba, polis anne, partizan çocuk. Üstelik bir de Niko. Babamla hep çatışmalarımız olurdu. Genelde onu dinlerdim gerçi. Saç uzatma demiştir ben uzatmışımdır. Küpe takmışımdır. Ama şimdi destekliyor beni.
Albüm yolda tarzı soft rock
Projeleriniz arasında albüm de var mı?
Bu yıl içinde bir albüm çıkaracağım. Çok kısa bir süre içerisinde bile olabilir. Gene çok hızlı yürümesini istemiyorum. Ama yavaş olması beni de yorar, bekleyenleri de. Tam kıvamını tutturmak gerekiyor sürenin. Belki albüm belki dört-beş şarkılık maxi-single olur. Henüz stüdyoya girmedim. Önemli olan projeyi kafanda oturtmak. Belki önce bir maxi-single ardından bir albüm çıkarabilirim. Çünkü bir albüm hazırlamak diğer çalışmaları aksatabilir. Tarzı soft rock olacak.
Neden tanınmış isimlerden beste almam diye bir açıklama yaptınız?
Ben yorumcu statüsünde biri değilim. Büyük bestecilerin tanınmış ya da iş yapacak şarkılarını yorumlayacak kadar kendimi yorumcu görmüyorum. Bunun için yıllar gerekiyor. Benim istediğim benden olanları vermek. Bir cover olacak albümde. Hoşuma gidiyor çünkü farklı bir yorum ve tat oluyor; şarkı tekrar gündeme geliyor.
Cover, bir İlhan İrem şarkısı olabilir mi?
Kendisine sormadığım için bir şey söyleyemiyorum. Bildiğim kadarıyla İlhan İrem'in şarkılarını ondan başka kimse okumadı. Muhakkak ki isteyen çok kişi olmuştur.
BAŞAK KESER
Ozgurkardesligi.net adlı hayranlarınız hazırladığı web sitesini takip ediyor musunuz?
Yarışmadayken böyle bir site olduğunu biliyordum ama onları tanıyıp da ne kadar kalabalık olduklarını ve neler yaptıklarını görünce şaşırdım. Fan siteleri genelde durgun olur. Oysa Özgür Kardeşliği'nde sürekli bir aksiyon ve düşünce yoğunluğu var. Kendi başına bir site oldu. Üyeleri kültürlü insanlar. Eğitimciler, doktorlar, avukatlar var. Düzenledikleri etkinliklerin birkaçına ben de katıldım. Fırsat buldukça foruma yazıyorum, bazen chat'e giriyorum.
İnternet sitesinde örnek bir genç olduğunuz vurgulanıyor. Bu temiz yüzlü olmanızdan mı, kötü alışkanlıklarınız olmamasından mı yoksa yetenekli biri olmanızdan mı kaynaklanıyor?
Temiz yüzlü olmanın etkisi vardır. En azından çok sivri bir tip değilim. Duygusallık belki etkilemiştir. Çok fazla kötü alışkanlığım olmaması, eğitimim... Bunların toplamından genel bir yargıya varılmıştır. Bir taraftan iyi bir şey ama bir taraftan çok kısıtlayıcı bir şey. Rahatlığımı elimden alıyor. Zaten abuk şeyler yapan biri değilim ama şöyle yapmalıyım, böyle olmalı gibi önyargılar oluşmaya başlıyor. Bu da beni sıkıyor, boğuyor. Çünkü 'ya yaparsam'lar çok yoruyor.
Röportajlarda en fazla tekrarladığınız cümlelerden biri 'sindire sindire bir şeyler yapmak.' Bir yarışmaya katıldınız ardından o bitti bir dizide rol almaya başladınız. Epeyce hızlı gelişti olaylar.
Evet, sindire sindire olmadı. Piyasada bir promosyona sahip olduktan sonra o anda ellerinde olan en iyi şarkıyla albümünü sattırma çabasında olan birçok insan var. Yani amaç ellerindeki kötü ürünü en yüksek fiyata satmak. Ben buna karşı olduğumu göstermek için 'sindire sindire' lafını çok fazla kullandım.
Hep böyle bir hikaye vardır ya. Ailesi kendisinden habersiz katılım formu gönderir. Kahraman kendini bir anda finalist olarak bulur. Ve yarışma bittiğinde dizi, film, reklam teklifleri gelir. Sizinki de böyle pembe bir masal.
Aslında herkesin böyle bir masalı var. Ama herkes oturup bu hikaye üzerine düşünmüyor ve bunu dile dökmüyor ya da dökemiyor. Ben çok severim yaptığım şeyleri düşünmeyi ya da yapacaklarımın hayalini kurmayı.
O dönem başka projeler var mıydı?
Reklam, albüm ve konser teklifleri vardı. Bunların arasında Yabancı Damat çok içi dolu ve parıltılı bir şeydi.
Pınar-Özgür ve Nazlı-Niko ikisi de masal gibi
Simi Adası'nda olumlu tepkiler aldığını söylemiştin. Peki Niko Gaziantep'te nasıl karşılanıyor?
Ben bilmem kim olarak sana kızı veriyorum diyenler oluyor. Dizinin taraftarları ikiye ayrılmış durumda. Aşkın önünde uyruk engeli olmamalı diyen grup Niko'yu; bu çocuk gerçekten kızı seviyor, Gaziantepli bir kıza o yakışır diyenler ise Kadir'i tutuyor. Ben evde izlediğimde Kadir için çok üzülüyorum. Genelde dizilerde aşkın mimari iki karakter ve onları ayırmak isteyen diğerleri olur. Yabancı Damat'ta seyirci ikileme düşüyor karakterler konusunda.
Niko ilerleyen bölümlerde şarkı söyleyecek mi?
Umut ediyorum. Gelecek bölümlerde ne olacak bilmiyorum. Ama Niko gibi biri gitar da çalar gibi geliyor. Duygusal bir çocuk çünkü.
Peki Niko Gaziantep'e yerleşip baklava işine girer mi?
Girse bile herhalde o işi de kendine uydurur. Ama sıkılabilir orada, Nazlı'sıyla gezmek isteyebilir. Aşk işte.
Akademi Türkiye'de sesiniz, yorumunuz kadar Pınar ile yaşadığınız aşkla da konuşuldunuz. Şimdi ise gündemde Niko-Nazlı aşkı var.
Aslında ikisi de masal gibiydi. Çünkü biri istesem de istemesem de programın parçası haline getirildi. Ama böyle bir ortamda olduğu için o da masal gibiydi. Türkiye'deki dizilerin tadı tuzu aşk. Dizide aşkı arıyor insanlar. Ben arıyorum mesela.
Babası asker, annesi polis emeklisi
İstanbul Üniversitesi'nde Felsefe Bölümü son sınıftasınız. Okula devam ediyor musunuz?
Okul bensiz devam ediyor. Vizelere giremedim, Gaziantep'teydim. Finallere girmeyi düşünüyorum ama geçebilir miyim bilmiyorum. Bölümümden anlatamayacağım kadar memnumum, okuduklarımdan anlatamayacağım kadar haz duydum ve felsefe bana çok şey kattı. Felsefe ciddiye aldığında okuması çok zevkli bir bölüm.
Neden felsefe okumayı tercih ettiniz?
Yolda yürürken çevremdeki yerleri, hangi dükkanların önünden geçtiğimi hatırlamam. Etrafımdakiler sadece fondur. Hep başka bir dünya vardır kafamda.
Felsefe, müzik ve oyunculuktan sonra şimdi sırada ne var?
Asker çocuğu olduğum için pek çok yerde yaşadım. İlkokul Amasya, ortaokul Lüleburgaz'da başlayıp Bingöl'de devam etti. Lisede İzmit'te üniversitede İstanbul'daydım. Oralara tekrar gitmek istiyorum mesela. İlkokulu okuduğun yere farklı biri olarak tekrar gidiyorsun. Dışarıdan gözlemliyorsun. Oradan ne çıkar bilmiyorum.
Aileniz şimdi nerede?
İstanbul'da. Babam asker, annem polis emeklisi. Disipline bir aile yani. Bir kız kardeşim var, üniversitede okuyor.
Disiplinli bir aile diyorsunuz ama siz istediklerini yapıyorsunuz.
Evet, asker baba, polis anne, partizan çocuk. Üstelik bir de Niko. Babamla hep çatışmalarımız olurdu. Genelde onu dinlerdim gerçi. Saç uzatma demiştir ben uzatmışımdır. Küpe takmışımdır. Ama şimdi destekliyor beni.
Albüm yolda tarzı soft rock
Projeleriniz arasında albüm de var mı?
Bu yıl içinde bir albüm çıkaracağım. Çok kısa bir süre içerisinde bile olabilir. Gene çok hızlı yürümesini istemiyorum. Ama yavaş olması beni de yorar, bekleyenleri de. Tam kıvamını tutturmak gerekiyor sürenin. Belki albüm belki dört-beş şarkılık maxi-single olur. Henüz stüdyoya girmedim. Önemli olan projeyi kafanda oturtmak. Belki önce bir maxi-single ardından bir albüm çıkarabilirim. Çünkü bir albüm hazırlamak diğer çalışmaları aksatabilir. Tarzı soft rock olacak.
Neden tanınmış isimlerden beste almam diye bir açıklama yaptınız?
Ben yorumcu statüsünde biri değilim. Büyük bestecilerin tanınmış ya da iş yapacak şarkılarını yorumlayacak kadar kendimi yorumcu görmüyorum. Bunun için yıllar gerekiyor. Benim istediğim benden olanları vermek. Bir cover olacak albümde. Hoşuma gidiyor çünkü farklı bir yorum ve tat oluyor; şarkı tekrar gündeme geliyor.
Cover, bir İlhan İrem şarkısı olabilir mi?
Kendisine sormadığım için bir şey söyleyemiyorum. Bildiğim kadarıyla İlhan İrem'in şarkılarını ondan başka kimse okumadı. Muhakkak ki isteyen çok kişi olmuştur.
BAŞAK KESER
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz