go girl temmuz sayısı
2 posters
1 sayfadaki 1 sayfası
go girl temmuz sayısı
Biz müzisyenin zeki, çalışkan ve çevik olanını severiz Hele bir de bu kadar yakışıklıysa ve harika bir albüm yaptıysa , hiç dayanamayız
Röportaj : Hazi
Gerçekten çok bekledik bu albümü, gözümüz yollarda kaldı; neden böyle oldu?
Aslında araya dizi girdi, ama bunu bahane edemem. O süreçte albüm için hazır değilim;çünkübir yarışmadan çıkmış olmak, albüm yapmaya hazır olduğun anlamına gelmiyor. Albüm, senin hayatına dair bir şeyler anlatmak zorunda; kitap gibi... Yazacak bir şeylerin varsa kitap yazarsın, söyleyecek bir şeylerin varsa albüm yaparsın. Benim anlatmak istediklerim ancak son dönemlerde cümlelere dönüştü.
"Düşünce" de sana çok uygun bir albüm ismi olmuş. Tam da senin gibi çok düşünen, filozof bir adama göre ...
Filozof demeyelim, ayıp olur filozoflara O aslında "Düş Ün Ce" şeklinde, ayrı yazılıyor.İsim babası, aynı zamanda çıkış şarkımız "Düşüşüm"ün yönetmeni Mete Özgencil. Ben de çok sevdim.
"Yabancı Damat"taki oyunculuk deneyiminden sonra insanlar müzisyen ymnünü unutmaya başlamışlardı artık, değil mi?
Yarışmadan çıktıktan sonra benim ne yapacağım belli değildi. Bazıları , doğal olarak, beni oyunculuğumla tanıdı. Çünkü o, popülaritesi daha yüksek bir iş oldu. Ama müzisyen olarak tanınan birinin oyunculuk yapması daha tehlikeli bir şey bence. Eleştiriye daha açık bir durum bu.
Yeni bir dizi teklifi alsan, müzikle beraber bunu da devam ettirmeyi düşünür müsün?
Bir dizi bittiği anda, yeni teklifler geliyor zaten. İstiyorum aslında, ama oyunculukla müziği birbirinden bıçak gibi ayırmak da istiyorum. Hayatımı iki farklı alana yürütmeye çalışıyorum. Zor bir iş aslında bu; çünkü oyunculuğun senden istediği şeylerle, müzisyenliğin istedikleri birbirinden çok farklı. Müzik için, duruşunun gözterişlive hazırladığın paketinde sağlam olması gerekiyor. Oyunculuk ise sadelik istiyor. O kadar tezatlar ki birbirine... Bu nedenle, ikisini dengede tutmak zor; ben bunun formülünü arıyorum. ama öncelikle, albümle ve şarkılarla biraz daha ilgilenmek istiyorum.
Yabancı Damat" sayesinde ailemizin damadı oldun. Oyunculuk eğitimin var mıydı, neye bağlıyorsun dizideki başarını?
Oyunculuk eğitimim yoktu; sadece amatörce yapılmış bir iki iş vardı, o kadar. Ama bütün olumlu faktörler bir araya geldi. İyi zamani iyi oyuncular, iyi prodüksiyon, güzel bir senaryo... Ben de, tüm bunların arasında kavruldum.
Dizi bittiğinde ne tür tepkiler aldın?
Bitmesine insanlar gerçekten çok üzüldüler; ama eğer bitirmeseydik, bu doğallığı yakalayamazdık. Çünkü konu bitmişti ve biz onu zorlama bir şekilde uzatsaydık, eleştirilecektik."Çok uzadı", diyeceklerdi. İnsanlara "Bitmeseydi, eleştirecektin," diyemiyorsun tabii. Antep ailesi onların hayatına yerşelmişti; Erdal Özyağcılar, Sumru Yavrucuk tam anlamıyla süper oyuncular ve sevilmemeleri mümkün değil zaten.
Müzikle oyunculuğu bir teraziye koysan...
Koyamam. Çünkü ikisini teraziye koysam, hayatımdaki her şeyi teraziye koymam gerekir. Ama " İkisinden de vazgeçer misin?" diye sorarsan, her şeyden vazgeçebilirim ben
İkizler erkeği...
Hayatın ne getireceğini bilemiyoruz; insan her şeyden vazgeçebiliyor, ya da hiç sarılmayacağım dediği bir şeye tutunabiliyor. İddialı bir cümle kurduğunuz zaman, sank, yukarıdan bir sistem devreye giriyor ve sizin iddianızı çürütmek için türlü oyunlar oynamaya başlıyor.
Bu aralar seni en çok mutlu eden şey ne? Arada bir mutlu oluyorsundur herhalde.
Duyan da beni iyice bunalımda sanacak. Bir röportaj yaptım daha önce... Bana şu soruyu sordular. "Peki, evde de karanlıkta mı oturuyorsun?" Güldük tabii, neden karanlıkta oturayım ki ... Bakmayın; ben çok gülen ve eğlenceyi seven bir adamım. Eğlenceyi sevmemin nedeni de , bana içimde yürüyen düşünceyi, obsesifliğimi unutturması. Kimi zaman her şeyi unutup sadece eğlenceye dalmak istiyorum. Bunu bazen başarıyorum, başardığım zaman da çok mutlu oluyorum.
Bir örnek ve bize, mutlu anlarınla ilgili...
Çocukluğumdan beri hayal kurarım. Eğer kafamda bir şeyin hayali varsa, yatak benim için çok güzel bir yer oluyor. Gidiyorum, yatıyorum, hayal kuruyorum ve bundan acayip mutlu oluyorum. Ama bir süre sonra ondan da sıkılıyorum... O zaman mutsuz oluyorum, yerine yeni bir şey koymam gerekiyor. Koyamazsam depresif oluyorum.
Çok eskiden beri hayalini kurduğun ve gerçeğe dönüşen bir şey var mı hayatında?
Aslında, hepsini hatırladığımı söyleyemem. Şu anki yaşemım, çok da hayalini kurduğum bir şey değildi. Müzik alanında bir şeyler yapmak istiyordum, ama hiçbir zaman hayalinizdekiyle aynı olmuyor yaşadıklarınız. Orada da kıl bir tarafım var benim... İstiyorum ki, hayalimin aynısı gerçekleşsin. Aksi halde, hayalime kavuşmuşum gibi hissetmiyorum. ama genel olarak, güzel şeyler oluyor hayatımda ve hayallerim genellikle hiç gerçekleştiremeyeceğim nitelikte şeyler zaten
Çok mu uçuk oluyorlar?
Aslında bugün kurmayı sevdiğim şeylerin gerçekleşmelerini istemiyorum galiba;çünkü o hayaller oyalıyor beni hayatta.
İlginç Çok değişik bir kişilik...
5 sene sonra bir sinir hastalıkları hastanesinde olur muyum sence ?
Bir şey olmaz, merak etme; çok iyi gördük seni. Keşke şunu ben oynasaydım, dediğin bir film, ya da rol var mı?
Yok, öyle şeyler bende. Daha çok, görev adamıyım ben. Oynayacağım insanları sevmem, hatta onlara hayran olmam gerekiyor belki; ama onun dışında, verilen seneryoyu aynarım. Öyle çok ağzını kamaştıran bir durum yok.
Çocukken var mıydı?
Yoktu, otum ben.
Justin ve Madonna düetini nasıl buldun?
Beğendim.
Sana göre böyle birbirine çok yakışan çiftler kimler?
Aslında Justin'le Madonna'yı yakıştırmakta biraz zorluk çektim. Yoksa, yan yana gördüğüm zaman anlayabilirim yakışan çiftleri. İnsanları barakalım bir yana...
Sence birbirine en yakışan yiyecekler hangisi?
Aslında bu tür yakıştırmalar çok kadınsı şeyler. Çilekle çikolataya bayılırlar mesela; ama ben ekşiyi severim, tatlı yemem. Ekşi, ikisinin arası gibi geliyor bana; tatlıyla acının arası gibi.
Kendine hayali bir dünya yaratsan, burası nasıl bir yer olurdu?
Öncelikle, bu dünyadan daha huzurlu bir ortam yaratırdım; ama zamanla bundan da sıkılacağımı biliyorum. O anlamda biraz açgözlü bir adamım. Her şeyden sıkılma potansiyelim var. Bu yüzden, biraz karmaşık bir dünya yaratmam gerekiyor. İyi de bir sistem kurarım. Hatta istediğim zaman bir dünyadan diğer dünyaya geçebileceğim bir ortam süper olurdu. Salvador Dali'nin resimleri gibi olabilirdi mesela... Bir delikten geçiyorsun, başka bir dünya; bir delikten daha geçiyorsun ve yine başka bir dünya. Havada uçan kertenkeleler ... Çok renkli ve harika olurdu.
Aşk tat olarak neye daha yakın sence?
Baharatlı bence. Kimyonla sumak arası bir şey
Röportaj : Hazi
Gerçekten çok bekledik bu albümü, gözümüz yollarda kaldı; neden böyle oldu?
Aslında araya dizi girdi, ama bunu bahane edemem. O süreçte albüm için hazır değilim;çünkübir yarışmadan çıkmış olmak, albüm yapmaya hazır olduğun anlamına gelmiyor. Albüm, senin hayatına dair bir şeyler anlatmak zorunda; kitap gibi... Yazacak bir şeylerin varsa kitap yazarsın, söyleyecek bir şeylerin varsa albüm yaparsın. Benim anlatmak istediklerim ancak son dönemlerde cümlelere dönüştü.
"Düşünce" de sana çok uygun bir albüm ismi olmuş. Tam da senin gibi çok düşünen, filozof bir adama göre ...
Filozof demeyelim, ayıp olur filozoflara O aslında "Düş Ün Ce" şeklinde, ayrı yazılıyor.İsim babası, aynı zamanda çıkış şarkımız "Düşüşüm"ün yönetmeni Mete Özgencil. Ben de çok sevdim.
"Yabancı Damat"taki oyunculuk deneyiminden sonra insanlar müzisyen ymnünü unutmaya başlamışlardı artık, değil mi?
Yarışmadan çıktıktan sonra benim ne yapacağım belli değildi. Bazıları , doğal olarak, beni oyunculuğumla tanıdı. Çünkü o, popülaritesi daha yüksek bir iş oldu. Ama müzisyen olarak tanınan birinin oyunculuk yapması daha tehlikeli bir şey bence. Eleştiriye daha açık bir durum bu.
Yeni bir dizi teklifi alsan, müzikle beraber bunu da devam ettirmeyi düşünür müsün?
Bir dizi bittiği anda, yeni teklifler geliyor zaten. İstiyorum aslında, ama oyunculukla müziği birbirinden bıçak gibi ayırmak da istiyorum. Hayatımı iki farklı alana yürütmeye çalışıyorum. Zor bir iş aslında bu; çünkü oyunculuğun senden istediği şeylerle, müzisyenliğin istedikleri birbirinden çok farklı. Müzik için, duruşunun gözterişlive hazırladığın paketinde sağlam olması gerekiyor. Oyunculuk ise sadelik istiyor. O kadar tezatlar ki birbirine... Bu nedenle, ikisini dengede tutmak zor; ben bunun formülünü arıyorum. ama öncelikle, albümle ve şarkılarla biraz daha ilgilenmek istiyorum.
Yabancı Damat" sayesinde ailemizin damadı oldun. Oyunculuk eğitimin var mıydı, neye bağlıyorsun dizideki başarını?
Oyunculuk eğitimim yoktu; sadece amatörce yapılmış bir iki iş vardı, o kadar. Ama bütün olumlu faktörler bir araya geldi. İyi zamani iyi oyuncular, iyi prodüksiyon, güzel bir senaryo... Ben de, tüm bunların arasında kavruldum.
Dizi bittiğinde ne tür tepkiler aldın?
Bitmesine insanlar gerçekten çok üzüldüler; ama eğer bitirmeseydik, bu doğallığı yakalayamazdık. Çünkü konu bitmişti ve biz onu zorlama bir şekilde uzatsaydık, eleştirilecektik."Çok uzadı", diyeceklerdi. İnsanlara "Bitmeseydi, eleştirecektin," diyemiyorsun tabii. Antep ailesi onların hayatına yerşelmişti; Erdal Özyağcılar, Sumru Yavrucuk tam anlamıyla süper oyuncular ve sevilmemeleri mümkün değil zaten.
Müzikle oyunculuğu bir teraziye koysan...
Koyamam. Çünkü ikisini teraziye koysam, hayatımdaki her şeyi teraziye koymam gerekir. Ama " İkisinden de vazgeçer misin?" diye sorarsan, her şeyden vazgeçebilirim ben
İkizler erkeği...
Hayatın ne getireceğini bilemiyoruz; insan her şeyden vazgeçebiliyor, ya da hiç sarılmayacağım dediği bir şeye tutunabiliyor. İddialı bir cümle kurduğunuz zaman, sank, yukarıdan bir sistem devreye giriyor ve sizin iddianızı çürütmek için türlü oyunlar oynamaya başlıyor.
Bu aralar seni en çok mutlu eden şey ne? Arada bir mutlu oluyorsundur herhalde.
Duyan da beni iyice bunalımda sanacak. Bir röportaj yaptım daha önce... Bana şu soruyu sordular. "Peki, evde de karanlıkta mı oturuyorsun?" Güldük tabii, neden karanlıkta oturayım ki ... Bakmayın; ben çok gülen ve eğlenceyi seven bir adamım. Eğlenceyi sevmemin nedeni de , bana içimde yürüyen düşünceyi, obsesifliğimi unutturması. Kimi zaman her şeyi unutup sadece eğlenceye dalmak istiyorum. Bunu bazen başarıyorum, başardığım zaman da çok mutlu oluyorum.
Bir örnek ve bize, mutlu anlarınla ilgili...
Çocukluğumdan beri hayal kurarım. Eğer kafamda bir şeyin hayali varsa, yatak benim için çok güzel bir yer oluyor. Gidiyorum, yatıyorum, hayal kuruyorum ve bundan acayip mutlu oluyorum. Ama bir süre sonra ondan da sıkılıyorum... O zaman mutsuz oluyorum, yerine yeni bir şey koymam gerekiyor. Koyamazsam depresif oluyorum.
Çok eskiden beri hayalini kurduğun ve gerçeğe dönüşen bir şey var mı hayatında?
Aslında, hepsini hatırladığımı söyleyemem. Şu anki yaşemım, çok da hayalini kurduğum bir şey değildi. Müzik alanında bir şeyler yapmak istiyordum, ama hiçbir zaman hayalinizdekiyle aynı olmuyor yaşadıklarınız. Orada da kıl bir tarafım var benim... İstiyorum ki, hayalimin aynısı gerçekleşsin. Aksi halde, hayalime kavuşmuşum gibi hissetmiyorum. ama genel olarak, güzel şeyler oluyor hayatımda ve hayallerim genellikle hiç gerçekleştiremeyeceğim nitelikte şeyler zaten
Çok mu uçuk oluyorlar?
Aslında bugün kurmayı sevdiğim şeylerin gerçekleşmelerini istemiyorum galiba;çünkü o hayaller oyalıyor beni hayatta.
İlginç Çok değişik bir kişilik...
5 sene sonra bir sinir hastalıkları hastanesinde olur muyum sence ?
Bir şey olmaz, merak etme; çok iyi gördük seni. Keşke şunu ben oynasaydım, dediğin bir film, ya da rol var mı?
Yok, öyle şeyler bende. Daha çok, görev adamıyım ben. Oynayacağım insanları sevmem, hatta onlara hayran olmam gerekiyor belki; ama onun dışında, verilen seneryoyu aynarım. Öyle çok ağzını kamaştıran bir durum yok.
Çocukken var mıydı?
Yoktu, otum ben.
Justin ve Madonna düetini nasıl buldun?
Beğendim.
Sana göre böyle birbirine çok yakışan çiftler kimler?
Aslında Justin'le Madonna'yı yakıştırmakta biraz zorluk çektim. Yoksa, yan yana gördüğüm zaman anlayabilirim yakışan çiftleri. İnsanları barakalım bir yana...
Sence birbirine en yakışan yiyecekler hangisi?
Aslında bu tür yakıştırmalar çok kadınsı şeyler. Çilekle çikolataya bayılırlar mesela; ama ben ekşiyi severim, tatlı yemem. Ekşi, ikisinin arası gibi geliyor bana; tatlıyla acının arası gibi.
Kendine hayali bir dünya yaratsan, burası nasıl bir yer olurdu?
Öncelikle, bu dünyadan daha huzurlu bir ortam yaratırdım; ama zamanla bundan da sıkılacağımı biliyorum. O anlamda biraz açgözlü bir adamım. Her şeyden sıkılma potansiyelim var. Bu yüzden, biraz karmaşık bir dünya yaratmam gerekiyor. İyi de bir sistem kurarım. Hatta istediğim zaman bir dünyadan diğer dünyaya geçebileceğim bir ortam süper olurdu. Salvador Dali'nin resimleri gibi olabilirdi mesela... Bir delikten geçiyorsun, başka bir dünya; bir delikten daha geçiyorsun ve yine başka bir dünya. Havada uçan kertenkeleler ... Çok renkli ve harika olurdu.
Aşk tat olarak neye daha yakın sence?
Baharatlı bence. Kimyonla sumak arası bir şey
ÖzGüR _ BuSe- Admin
- Mesaj Sayısı : 4829
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz