rolling stone haziran sayısı

Akademi Türkiye yarışmasıyla adını duyuran Özgür Çevik, hiç hesapta yokken oyunculukla çıktı karşımıza. Onu üç yıl boyunca Yabancı Damat'ın Niko'su olarak izledik. Şimdi de Düş-ün-ce adını verdiği rock formatındaki albümüyle karşımızda
İlk diziniz Yabancı Damat bittikten sonra albüm çalışmasına girdiniz. Aslında sizden pop albümü beklerken, karanlık, soundu oldukça sert bir rock albümüyle karşılaştık. Nasıl bir çalışma sonucu ortaya çıktı Düş-ün-ce?
Çocukluğundan beri rock müzikle içli dışlı olan biriyim. Iron Maiden, Metallica gibi grupları hep sevmişimdir. Akademi Türkiye'den dolayı insanların aklında öyle bir düşünce kaldı tabii ama bunu yıktığımı düşünüyorum şu an. Yabancı Damat bittikten sonra Düş-ün-ce'nin çalışmalarına başladık. Kargo grubundan tanıdığımız Selim Öztürk prodüktörlüğünü yaptı. Albümde yer alan dokuz parça bana ait. Onun dışında Fikret Kızılok'un "Fark Etmeden" adlı şarkısını cover olarak okudum. İlk klip Mete Özgencil yönetmenliğinde "Düşüşüm" şarkısına çekildi. Albümü doğru zamanda çıkardığımı düşünüyorum.

Dizi varken albüm yapmak istemediniz. Bir sebebi var mı?
2004'te katıldığım Akademi Türkiye bittikten kısa bir süre sonra Yabancı Damat dizisine başladım biliyorsunuz. Üç sezon sürdü. Dizi çekmek gerçekten zormuş. O sıra hiçbir şey için vaktiniz olmuyor ki... Mesela beş gün çekimler sürüyorsa, iki gün de dublaj için çalışıyorsunuz. Işıkçısı, kameramanı sabahlara kadar çalışıyor. Bir de şarkılarım hazır değildi o dönem. Albüm yapsaydım saçma sapan bir şey çıkabilirdi ortaya. Mutsuz olabilirdim. Dört yıl ara iyi geldi.

Bu süreçte sahneye de çıkmadınız hiç. Albümle beraber konserleriniz de olacak. Neler hissediyorsunuz? Sevinç, korku, telaş...
Hepsi diyebilirim. Müziğe sanki ilk defa başlıyormuş gibi ürkek hissediyorum kendimi. İnanır mısınız ayaklarım geri geri gidiyor aslında. Dört senedir pratiğim yok. İnsanlar zannediyor ki oyunculuk yaptığım için onun tecrübesi sahneye de geçer ama ikisi bambaşka şeyler. Konser zamanı direk seyirciyle karşı karşıya olacağım. Umarım iyi tepkiler alırım.

Son dönemde çok popüler oldunuz ama hem şarkı sözleriniz hem klip çok depresif. Anlatmak istedikleriniz nedir? Yoksa bu başarılar sonrası bir baskı mı hissettiniz üzerinizde?
Ünlü olduktan sonra üzerimde bazı şeylerin baskısı oldu. Daha 26 yaşındayım ve çıta bir anda çok yükseldi. "Devamını getirebilecek miyim?" korkusu başladı. Ayrıca Akademi Türkiye'nin de baskısı çok olmuştur üzerimde. Bizi üç ay boyunca 24 saat izlediler. İnsanın psikolojisi bozuluyor doğal olarak. Onu tamir etmek zaman alıyor. Bunun gibi birçok gel gitler yaşadım albümü hazırlarken. Tüm bu sorular yansıdı şarkı sözlerine

Yabancı Damat'tan bahsetmek istiyorum biraz. Dizinin Türk-Yunan ilişkileri açısından da önemli bir misyonu vardı. Ekip olarak birçok kez Yunanistan'a gittiniz. Nasıl tepkiler aldınız?
Dizi benim için rüya gibiydi. Başrol oyuncusuydum. Konu Türk kızıyla Yunan erkeğinin evlenmesiydi. Haliyle Yunanlıların da çok ilgisini çekti. Yunanistan'da hala yayınlandığını biliyorum. Oraya gittiğimizde olumlu anlamda inanılmaz ilgi gördük. En çok izlenen programlara konuk olduk. Yüksek tirajlı gazete ve dergilere kapak olduk. Tipimdeki Avrupai durum çok beğenilmeme yol açtı. Ben artık Türklerle Yunanlılar arasında hiçbir problem olduğunu düşünmüyorum.

Şu ana kadar hep Akademi Türkiye sonrası yaşanan süreçten bahsettik. Seni biraz daha yakından tanıyalım mı? Yarışma öncesi neler yapıyordun?
18 yaşına kadar ailemin işi nedeniyle birçok şehir değiştirdim. 1981 yılında Ankara'da doğdum, beş yaşına kadar İstanbul'da yaşadım. İlkokulu Amasya, ortaokulu Lüleburgaz, liseyi ise Bingöl ve İzmit'te okudum. Bu yüzden hiç çocukluk arkadaşım yoktur. Kendimi de bir yere ait hissedememişimdir. Öyle ilginç ki "Sen nerelisin?" diye sorduklarında cevap veremiyorum. Hep de duyarım bu soruyu ve ne diyeceğimi bilemem. Allahtan 1999 yılında İstanbul Üniversitesi Felsefe bölümünü kazandım ve o zamandan beri de İstanbul'dayım. Yoksa yine savrulmaya devam edebilirdim. Ciddi anlamda müzikle ilgilenmeye başlamam da 2000 yılına rastlar. Beyazıt'ta okulun civarındaki kafelerde çok çalmışımdır.

http://www.rollingstone.com.tr/haberler/detay/8850/Ayaklarim-geri-geri-gidiyor

dergide resimlerde bulunuyor... :clap: