Türk Tiyatro Sanatçılarının Biyografileri
1 sayfadaki 1 sayfası
Türk Tiyatro Sanatçılarının Biyografileri
Beğendiğiniz oyuncuların biyografilerini bu başlık altında paylaşabilirsiniz..
Geri: Türk Tiyatro Sanatçılarının Biyografileri
Adile Naşit
Ünlü sinema ve tiyatro oyuncusu Adile Naşit, 17 Haziran 1930’da İstanbul’da doğdu. Asıl adı Adile Keskiner’dir. Tiyatro oyuncusu Amelya Hanım ile ünlü komedyen Naşit’in kızıdır. Babasının ölümü üzerine öğrenimini yarım bırakarak, 1944 yılında İstanbul Şehir Tiyatrosu Çocuk Tiyatrosu’na girdi. Herşeyden Biraz oyunuyla sahneye çıktı. Aynı yıl Halide Pişkin’in grubuyla İstanbul’da turneye çıktı. Daha sonra Muammer Karaca’nın tiyatrosuna girdi. 1948’de komedi oyuncuları Aziz Basmacı ve Vahi Öz’le birlikte kurdukları toplulukta 1951 yılına kadar çalıştı. Yine 1948 yılında Lüküs Hayat filmiyle sinema oyunculuğuna başladı. 1950’de, kendisi gibi tiyatorcu olan Ziya Keskiner ile evlendi. 1954’te yeniden Muammer Karaca tiyatrosuna döndü ve 1960’a dek burada çalıştı. 1961’de, eşi Zİya Keskiner ve abisi Selim Naşit Özcan ile birlikte, Naşit Tiyatrosu’nu kurdular. Bu topluluğun dağılmasından sonra 1963’te girdiği Gazanfer Özcan-Gönül Ülkü tiyatrosunda, 1975’e kadar aralıksız olarak çalıştı.
Adile Naşit, sinemaya ikinci ve asıl girişini 1970’lerde yaptı. 1976’da İşte Hayat adlı filmdeki rolüyle, Antalya Altın Portakal Film Festivali’nde En İyi Kadın Oyuncu ödülünü kazandı. Bu, Türk sinemasında, ‘star’ olmayan bir başoyuncunun kazandığı ilk ödüldü. Hababam Sınıfı filmlerinin birçoğunda, müstahdem kadın rolüyle yeraldı ve buradaki oyunculuğuyla da büyük beğeni kazandı. 1978’de Uluslararası Sanat Gösterileri’nin tiyatro ve müzikallerinde rol almaya başladı. 1981 yılında TRT televizyonunda Uykudan Önce isimli bir çocuk programı yapmaya başladı. Bu programda anlattığı masallar ve öykülerle, çocukların gönlünde taht kurdu. Gerek sinema filmlerinde, gerekse oyunlarda, basit, saf, iyi yürekli kadın tiplemesini başarıyla oynadı ve kendine has bir üslûpla yenileyerek karakteristik hale getirdi. Adile Naşit, 11 Aralık 1987’de İstanbul’da öldü.
(alıntıdır)
Ünlü sinema ve tiyatro oyuncusu Adile Naşit, 17 Haziran 1930’da İstanbul’da doğdu. Asıl adı Adile Keskiner’dir. Tiyatro oyuncusu Amelya Hanım ile ünlü komedyen Naşit’in kızıdır. Babasının ölümü üzerine öğrenimini yarım bırakarak, 1944 yılında İstanbul Şehir Tiyatrosu Çocuk Tiyatrosu’na girdi. Herşeyden Biraz oyunuyla sahneye çıktı. Aynı yıl Halide Pişkin’in grubuyla İstanbul’da turneye çıktı. Daha sonra Muammer Karaca’nın tiyatrosuna girdi. 1948’de komedi oyuncuları Aziz Basmacı ve Vahi Öz’le birlikte kurdukları toplulukta 1951 yılına kadar çalıştı. Yine 1948 yılında Lüküs Hayat filmiyle sinema oyunculuğuna başladı. 1950’de, kendisi gibi tiyatorcu olan Ziya Keskiner ile evlendi. 1954’te yeniden Muammer Karaca tiyatrosuna döndü ve 1960’a dek burada çalıştı. 1961’de, eşi Zİya Keskiner ve abisi Selim Naşit Özcan ile birlikte, Naşit Tiyatrosu’nu kurdular. Bu topluluğun dağılmasından sonra 1963’te girdiği Gazanfer Özcan-Gönül Ülkü tiyatrosunda, 1975’e kadar aralıksız olarak çalıştı.
Adile Naşit, sinemaya ikinci ve asıl girişini 1970’lerde yaptı. 1976’da İşte Hayat adlı filmdeki rolüyle, Antalya Altın Portakal Film Festivali’nde En İyi Kadın Oyuncu ödülünü kazandı. Bu, Türk sinemasında, ‘star’ olmayan bir başoyuncunun kazandığı ilk ödüldü. Hababam Sınıfı filmlerinin birçoğunda, müstahdem kadın rolüyle yeraldı ve buradaki oyunculuğuyla da büyük beğeni kazandı. 1978’de Uluslararası Sanat Gösterileri’nin tiyatro ve müzikallerinde rol almaya başladı. 1981 yılında TRT televizyonunda Uykudan Önce isimli bir çocuk programı yapmaya başladı. Bu programda anlattığı masallar ve öykülerle, çocukların gönlünde taht kurdu. Gerek sinema filmlerinde, gerekse oyunlarda, basit, saf, iyi yürekli kadın tiplemesini başarıyla oynadı ve kendine has bir üslûpla yenileyerek karakteristik hale getirdi. Adile Naşit, 11 Aralık 1987’de İstanbul’da öldü.
(alıntıdır)
Geri: Türk Tiyatro Sanatçılarının Biyografileri
Kemal Sunal (1944 - 2000)
1944 yılında İstanbul'da doğdu. Vefa Lisesi'nden mezun oldu. Sanat hayatı, "Zoraki Takip" adlı tiyatro oyunuyla başladı. 1 yıl kadar Kenterler Tiyatrosu'nda çalıştıktan sonra Devekuşu Kabare Tiyatrosu'nda görev aldı. 1973 yılında Ertem Eğilmez'in yönettiği bir filmle sinemaya transfer oldu ve kalabalık kadrolu filmlerde rol almaya başladı.
Türk sinemasında başta ''İnek Şaban'' tiplemesi olmak üzere canlandırdığı pek çok tiple sevenlerinin kalbinde taht kuran Kemal Sunal, 7'den 70'e herkesin sevgisini kazandı. 1944 yılında İstanbul'da doğan Kemal Sunal, Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi'ni bitirdi. Sanat yaşamına amatör olarak ''Zoraki Tabib'' oyunu ile atılan Sunal, bir süre Ulvi Uraz ve Devekuşu Kabare Tiyatrosu'nda çalıştı. Daha sonra sinemaya geçerek, önceleri bazı filmlerde önemsiz roller canlandıran Kemal Sunal, 1973'den sonra kalabalık kadrolu komedi filmleri ile üne kavuştu.
Türk sinemasının en büyük komedyenlerinden biri olan Sunal, peşpeşe çevirdiği filmlerle ticari açıdan büyük başarı kazandı. 1977'de Antalya Film Festivali'nde ''En başarılı erkek oyuncu'' ödülünü alan Sunal, oyunculuğu ve özellikle değişik tiplemesiyle Türk sinemasında komedi oyunculuğuna yeni bir soluk getirdi.
1974 yılında evlendi. Ali ve Ezo adlarında, biri kız diğeri erkek iki çocuğu oldu. 1990'lı yıllardan itibaren filmleri kesintisiz olarak televizyonlarda yayınlanmaya başladı; ama kendisi bu gösterimlerden hiç para kazanmadı.
12 Eylül öncesi dönemde yarım bıraktığı üniversiteyi, Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi, Radyo Televizyon ve Sinema Bölümünü'nü 1995 yılında bitirdi ve master yapmaya başladı. Onu unutmamız mümkün değil! Hayatı boyunca toplam 82 filmde rol aldı. 3 Temmuz 2000 tarihinde öldü.
kemal sunalın ölümü anısına hazırlanmış bir sayfa
http://dosyalar.hurriyet.com.tr/kemalsunal/
not:Eğer bizler kemal sunalın filmlerini izleyip kahkahalara boğulabiliyorsak bu onun sayesindedir
1944 yılında İstanbul'da doğdu. Vefa Lisesi'nden mezun oldu. Sanat hayatı, "Zoraki Takip" adlı tiyatro oyunuyla başladı. 1 yıl kadar Kenterler Tiyatrosu'nda çalıştıktan sonra Devekuşu Kabare Tiyatrosu'nda görev aldı. 1973 yılında Ertem Eğilmez'in yönettiği bir filmle sinemaya transfer oldu ve kalabalık kadrolu filmlerde rol almaya başladı.
Türk sinemasında başta ''İnek Şaban'' tiplemesi olmak üzere canlandırdığı pek çok tiple sevenlerinin kalbinde taht kuran Kemal Sunal, 7'den 70'e herkesin sevgisini kazandı. 1944 yılında İstanbul'da doğan Kemal Sunal, Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi'ni bitirdi. Sanat yaşamına amatör olarak ''Zoraki Tabib'' oyunu ile atılan Sunal, bir süre Ulvi Uraz ve Devekuşu Kabare Tiyatrosu'nda çalıştı. Daha sonra sinemaya geçerek, önceleri bazı filmlerde önemsiz roller canlandıran Kemal Sunal, 1973'den sonra kalabalık kadrolu komedi filmleri ile üne kavuştu.
Türk sinemasının en büyük komedyenlerinden biri olan Sunal, peşpeşe çevirdiği filmlerle ticari açıdan büyük başarı kazandı. 1977'de Antalya Film Festivali'nde ''En başarılı erkek oyuncu'' ödülünü alan Sunal, oyunculuğu ve özellikle değişik tiplemesiyle Türk sinemasında komedi oyunculuğuna yeni bir soluk getirdi.
1974 yılında evlendi. Ali ve Ezo adlarında, biri kız diğeri erkek iki çocuğu oldu. 1990'lı yıllardan itibaren filmleri kesintisiz olarak televizyonlarda yayınlanmaya başladı; ama kendisi bu gösterimlerden hiç para kazanmadı.
12 Eylül öncesi dönemde yarım bıraktığı üniversiteyi, Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi, Radyo Televizyon ve Sinema Bölümünü'nü 1995 yılında bitirdi ve master yapmaya başladı. Onu unutmamız mümkün değil! Hayatı boyunca toplam 82 filmde rol aldı. 3 Temmuz 2000 tarihinde öldü.
kemal sunalın ölümü anısına hazırlanmış bir sayfa
http://dosyalar.hurriyet.com.tr/kemalsunal/
not:Eğer bizler kemal sunalın filmlerini izleyip kahkahalara boğulabiliyorsak bu onun sayesindedir
Geri: Türk Tiyatro Sanatçılarının Biyografileri
ERCÜMENT DOĞAN (Tiyatro Sanatçısı)
1965 yılında İstanbulda doğdu.1989 yılında kurduğu 5 TAŞ ÇOCUK TİYATROSU ile hem oyunculuğa hem de prodüktörlüğe başladı.Gönül verdiği çocuk oyunları ile İstanbul ve Anadolunun neredeyse tüm şehirlerini dolaşarak tiyatro sevgisini gençlere yaymayı görev edinen DOĞAN, bununla yetinmeyerek oyunlarını Yurtdışında da sahneledi.Gülen Torba, Bir Zamanlar Çocuktuk, Güneş Bulut Çiğdemcik ve Umut, Aya Maya Kumpanya, Kahkaha Torbası, Hacivat Vat İle Karagözüm, Teneke Şövalyeler, Akıl Adası, Çocuk Şov, Kabare 2000, Hansel Gratel, Rapunsel, Yalnız Ağaçlar, Neşeli Kabare, Şirinler, Uyuyan Güzel, Sevimli Maymun Çarli Büyük MO Efsanesi, İlaçlar Mikroplara Karşı, Şen Şakrak Kabare, Çirkin Ördek, Şirinler, Uyuyan Güzel, Ah..Bir Büyük Olsam, Soytarılar Okulu ile madde bağımlılığı karşıtı ödüllü gençlik oyunu Sessiz Çığlık isimli oyunlara oyuncu, yönetmen ve prodüktör olarak imza attı.
1998 yılında sanat yönetmeni olduğu BAHÇELİEVLER KÜLTÜR MERKEZİ adını Tiyatro severlere duyurmak ve İstanbula yeni bir Tiyatro salonu kazandırmak için kolları sıvayan Ercüment DOĞAN Annem 40 yaşında Babaannem 20 adlı oyunda öküz Behçet ve yavru Şakir, Bahri BEYAT ın sahneye koyduğu Laçka adlı oyunda Aşçıbaşı Yaşar, Çetin AKÇAN ın sahneye koyduğu Gel de Çık İşin İçinden adlı oyunda George Pigdon, Şaşkın Koca adlı oyunda Haldun Dandun, Hanımlar&Beyler adlı oyunda da 7 farklı karakteri canlandırmıştır. Ve 50 metre yükseklikten içi su dolu konserve kutusuna balıklama atlamak, Levent KIRCA nın yönettiği, Grup Gündoğarkenin oynadığı Her şey şahane adlı oyunların yapımcılığını üstlenmiştir.
Yeniliklere son derece açık kişiliği ve iş anlayışı çocuklara İngiliz Tiyatrosundan örnekler gösterme boyutuna kadar geldi. Avrupadan ülkemize getirdiği Theatre Stap in Happy Birthday To You isimli İngilizce çocuk oyununu çeşitli kentlerde gösterime sundu. 2001 yılında Avrupa Birliği Türkiyenin en iyi çocuk Tiyatrosu ödülünü aldı. Mercan Kolye, Eyvah Kızım Büyüdü, Avcı, Evdeki Yabancı, Çiçek Taksi, 7 numara, Tatlı Hayat, Patron Kim ?, Evli ve Çocuklu, Ekmek Teknesi, Çat Kapı, Acemi cadı diziler de konuk oyuncu, Yarım Elma adlı dizide kurye Yılmaz, Hastayım Doktor adlı dizide deli Ferman, Serseri Aşıklar adlı dizide tamirci Ramo, MED Yapım prodüksiyonu Sahte Nişanlım ve Sihirli Annem dizisinde Kuyumcu Rıza olarak yer alan DOĞAN, Ömerçip adlı sinema filmi ile Biletix, Papia gibi birçok reklam filminde rol almıştır. Geçen dönem Beyaz Show da çeşitli gaglerde yer alan DOĞAN halen Star Tv. de Pazar sabahları saat 09:00 da yayınlanmakta olan 5 Taş Çocuk Magazin adlı programın yapımcılığı ile programda çocukların sevgilisi DIBIRCIK karakterini canlandırmaktadır.
1965 yılında İstanbulda doğdu.1989 yılında kurduğu 5 TAŞ ÇOCUK TİYATROSU ile hem oyunculuğa hem de prodüktörlüğe başladı.Gönül verdiği çocuk oyunları ile İstanbul ve Anadolunun neredeyse tüm şehirlerini dolaşarak tiyatro sevgisini gençlere yaymayı görev edinen DOĞAN, bununla yetinmeyerek oyunlarını Yurtdışında da sahneledi.Gülen Torba, Bir Zamanlar Çocuktuk, Güneş Bulut Çiğdemcik ve Umut, Aya Maya Kumpanya, Kahkaha Torbası, Hacivat Vat İle Karagözüm, Teneke Şövalyeler, Akıl Adası, Çocuk Şov, Kabare 2000, Hansel Gratel, Rapunsel, Yalnız Ağaçlar, Neşeli Kabare, Şirinler, Uyuyan Güzel, Sevimli Maymun Çarli Büyük MO Efsanesi, İlaçlar Mikroplara Karşı, Şen Şakrak Kabare, Çirkin Ördek, Şirinler, Uyuyan Güzel, Ah..Bir Büyük Olsam, Soytarılar Okulu ile madde bağımlılığı karşıtı ödüllü gençlik oyunu Sessiz Çığlık isimli oyunlara oyuncu, yönetmen ve prodüktör olarak imza attı.
1998 yılında sanat yönetmeni olduğu BAHÇELİEVLER KÜLTÜR MERKEZİ adını Tiyatro severlere duyurmak ve İstanbula yeni bir Tiyatro salonu kazandırmak için kolları sıvayan Ercüment DOĞAN Annem 40 yaşında Babaannem 20 adlı oyunda öküz Behçet ve yavru Şakir, Bahri BEYAT ın sahneye koyduğu Laçka adlı oyunda Aşçıbaşı Yaşar, Çetin AKÇAN ın sahneye koyduğu Gel de Çık İşin İçinden adlı oyunda George Pigdon, Şaşkın Koca adlı oyunda Haldun Dandun, Hanımlar&Beyler adlı oyunda da 7 farklı karakteri canlandırmıştır. Ve 50 metre yükseklikten içi su dolu konserve kutusuna balıklama atlamak, Levent KIRCA nın yönettiği, Grup Gündoğarkenin oynadığı Her şey şahane adlı oyunların yapımcılığını üstlenmiştir.
Yeniliklere son derece açık kişiliği ve iş anlayışı çocuklara İngiliz Tiyatrosundan örnekler gösterme boyutuna kadar geldi. Avrupadan ülkemize getirdiği Theatre Stap in Happy Birthday To You isimli İngilizce çocuk oyununu çeşitli kentlerde gösterime sundu. 2001 yılında Avrupa Birliği Türkiyenin en iyi çocuk Tiyatrosu ödülünü aldı. Mercan Kolye, Eyvah Kızım Büyüdü, Avcı, Evdeki Yabancı, Çiçek Taksi, 7 numara, Tatlı Hayat, Patron Kim ?, Evli ve Çocuklu, Ekmek Teknesi, Çat Kapı, Acemi cadı diziler de konuk oyuncu, Yarım Elma adlı dizide kurye Yılmaz, Hastayım Doktor adlı dizide deli Ferman, Serseri Aşıklar adlı dizide tamirci Ramo, MED Yapım prodüksiyonu Sahte Nişanlım ve Sihirli Annem dizisinde Kuyumcu Rıza olarak yer alan DOĞAN, Ömerçip adlı sinema filmi ile Biletix, Papia gibi birçok reklam filminde rol almıştır. Geçen dönem Beyaz Show da çeşitli gaglerde yer alan DOĞAN halen Star Tv. de Pazar sabahları saat 09:00 da yayınlanmakta olan 5 Taş Çocuk Magazin adlı programın yapımcılığı ile programda çocukların sevgilisi DIBIRCIK karakterini canlandırmaktadır.
Geri: Türk Tiyatro Sanatçılarının Biyografileri
Rutkay Aziz,
1947 yılında İstanbul' da doğmuştur. Asıl adı Aziz Rutkay' dır. Avusturya Lisesi'nde soyadı, addan önce okunduğu için ismi Rutkay Aziz olarak söylenegelmiştir. Avusturya Lisesi' ni bitirdikten sonra Bakırköy Lisesi' ne kaydoldu. Lisans öğrenimini Gazetecilik Fakültesi' nde tamamladı. Tiyatroya lisede öğrenim gördüğü yıllarda başladı. Muhsin Ertuğrul yönetimindeki LCC tiyatro okulunda tiyatro eğitimi aldı. İlk tecrübe deneyimini Peter Weiss' ın "Marat-Sade" oyunundaki "Marat" rolüyle yaşadı. Tiyatro hayatına 1971 yılından itibaren Ankara Sanat Tiyatrosu' nda devam etti. 1973 yılında yine bu tiyatroda sanat yönetmenliği ve yönetmenlik yapmaya başladı. İlk sinema deneyimini 1987 yılında "Yer Demir Gök Bakır" filmiyle yaşadı. Ziya Öztan' ın yönettiği hem sinemada hemde televizyonda dizi halinde yayınlanan "Cumhuriyet" filminde Mustafa Kemal ATATÜRK rolünü oynadı. İyi derecede Almanca bilmektedir. Şiir okuma ve yazma uğraşları arasındadır. Tiyatro faaliyetlerinin yanısıra 2004 yılından beri ATV'de yayınlanan Avrupa Yakası adlı dizide Çapkın Bülent Karakterini canlandırmaktadır.
Filmleri
Filmin Adı Oynadığı Karakter Yönetmen Yıl
Yer Demir Gök Bakır Taşbaş Zülfü Livaneli 1987
Sis Ali Fırat Zülfü Livaneli 1948
Ada Süreyya Duru 1988
Cahide Ziya Öztan 1989
Ölü Bir Deniz Ragıp Atıf Yılmaz 1989
Gizli Yüz Saatçi Ömer Kavur 1990
Piano Piano Bacaksız Kerim Tunç Başaran 1992
Kurtuluş Mustafa Kemal Ziya Öztan 1996
Cumhuriyet Mustafa Kemal Ziya Öztan 1998
Duruşma Avukat Rafet Yalçın Yelence 1999
Kemal' in Askerleri Ziya Öztan
Gülüm Salim Zeki Ökten 2002
Halk Düşmanı Serdar Erkavim Yıldırım 2004
Anka Kuşu Mesut Uçakan 2004
TV Yapımları
Dizinin Adı Oynadığı Karakter Yönetmen Yıl
Geçmiş Bahar Mimozaları Okan Uysaler 1989
Bizimkiler Cenap Yalçın Yelence, Erkavim Yıldırım 1989
Yunus Emre Yunus Emre Arslan Kaçar, Arslan Kaçar 1989
Yazlıkçılar Ferit Yalçın Yelence 1994
Tutku Faruk Turgut 1996
Gözlerinde Son Gece Faruk Turgut 1996
Savunma Yücel Uçanoğlu 2001
Herşey Aşk İçin Cankat Ergin 2002
Yaz Gülü Fuat Temel Gürsu 2002
Hayat Bilgisi Tekin Tarkan Karlıdağ 2003
İstanbul Şahidimdir Cemal Türkan Derya 2004
Aşkın Mucizeleri Sunucu 2004
Avrupa Yakası Bülent Jale Atabey Özberk, Hakan Algül 2004-2007
Ödülleri
Evler Evler adlı oyun ile En İyi Erkek Oyuncu ödülü
Sis filmiyle Türkiye Sinema Yazarları Derneği En İyi Erkek Oyuncu Ödülü
1947 yılında İstanbul' da doğmuştur. Asıl adı Aziz Rutkay' dır. Avusturya Lisesi'nde soyadı, addan önce okunduğu için ismi Rutkay Aziz olarak söylenegelmiştir. Avusturya Lisesi' ni bitirdikten sonra Bakırköy Lisesi' ne kaydoldu. Lisans öğrenimini Gazetecilik Fakültesi' nde tamamladı. Tiyatroya lisede öğrenim gördüğü yıllarda başladı. Muhsin Ertuğrul yönetimindeki LCC tiyatro okulunda tiyatro eğitimi aldı. İlk tecrübe deneyimini Peter Weiss' ın "Marat-Sade" oyunundaki "Marat" rolüyle yaşadı. Tiyatro hayatına 1971 yılından itibaren Ankara Sanat Tiyatrosu' nda devam etti. 1973 yılında yine bu tiyatroda sanat yönetmenliği ve yönetmenlik yapmaya başladı. İlk sinema deneyimini 1987 yılında "Yer Demir Gök Bakır" filmiyle yaşadı. Ziya Öztan' ın yönettiği hem sinemada hemde televizyonda dizi halinde yayınlanan "Cumhuriyet" filminde Mustafa Kemal ATATÜRK rolünü oynadı. İyi derecede Almanca bilmektedir. Şiir okuma ve yazma uğraşları arasındadır. Tiyatro faaliyetlerinin yanısıra 2004 yılından beri ATV'de yayınlanan Avrupa Yakası adlı dizide Çapkın Bülent Karakterini canlandırmaktadır.
Filmleri
Filmin Adı Oynadığı Karakter Yönetmen Yıl
Yer Demir Gök Bakır Taşbaş Zülfü Livaneli 1987
Sis Ali Fırat Zülfü Livaneli 1948
Ada Süreyya Duru 1988
Cahide Ziya Öztan 1989
Ölü Bir Deniz Ragıp Atıf Yılmaz 1989
Gizli Yüz Saatçi Ömer Kavur 1990
Piano Piano Bacaksız Kerim Tunç Başaran 1992
Kurtuluş Mustafa Kemal Ziya Öztan 1996
Cumhuriyet Mustafa Kemal Ziya Öztan 1998
Duruşma Avukat Rafet Yalçın Yelence 1999
Kemal' in Askerleri Ziya Öztan
Gülüm Salim Zeki Ökten 2002
Halk Düşmanı Serdar Erkavim Yıldırım 2004
Anka Kuşu Mesut Uçakan 2004
TV Yapımları
Dizinin Adı Oynadığı Karakter Yönetmen Yıl
Geçmiş Bahar Mimozaları Okan Uysaler 1989
Bizimkiler Cenap Yalçın Yelence, Erkavim Yıldırım 1989
Yunus Emre Yunus Emre Arslan Kaçar, Arslan Kaçar 1989
Yazlıkçılar Ferit Yalçın Yelence 1994
Tutku Faruk Turgut 1996
Gözlerinde Son Gece Faruk Turgut 1996
Savunma Yücel Uçanoğlu 2001
Herşey Aşk İçin Cankat Ergin 2002
Yaz Gülü Fuat Temel Gürsu 2002
Hayat Bilgisi Tekin Tarkan Karlıdağ 2003
İstanbul Şahidimdir Cemal Türkan Derya 2004
Aşkın Mucizeleri Sunucu 2004
Avrupa Yakası Bülent Jale Atabey Özberk, Hakan Algül 2004-2007
Ödülleri
Evler Evler adlı oyun ile En İyi Erkek Oyuncu ödülü
Sis filmiyle Türkiye Sinema Yazarları Derneği En İyi Erkek Oyuncu Ödülü
Geri: Türk Tiyatro Sanatçılarının Biyografileri
Nejat Uygur (10 Ağustos 1927 - ), Türk tiyatrocu.
Profesyonel olarak 60 yıldan bu yana tiyatroya eşi ve çocuklarıyla birlikte hizmet eden Nejat Uygur, hem gülmeyi, hem de insanları güldürmeyi seviyor. Hayatında en saygı duyduğu kişi ise eşi Necla Uygur...
Hayatı
Nejat Uygur 1927 yılında Kilis'te dünyaya geldi. Öğretmen bir annenin ve subay bir babanın üç oğlundan ortancası olan Uygur, eğitimini Anadolu'nun çeşitli bölgelerinde tamamladı. İlkokulu Siirt, Ezine ve İntepe'de okudu ve bu dönemde tiyatroya müsamerelerle başladı. Sarıyer, Çanakkale ve Manisa'da ortaokulu tamamladıktan sonra Güzel Sanatlar Akademisi'nin Heykel Bölümü'ne girdi ama mezun olamadı. Tiyatroya profesyonel olarak 1949 yılında "Nejat Uygur Tiyatrosu" ile adım attı. Nejat Uygur, düşündüğü ilk mesleğin tiyatro olmadığını belirtti:
"Benim düşündüğüm ilk meslek pilotluktu. Çocukluğumda pilot olacağımı düşünürdüm. Hatta hiç unutmam Manisa'da olduğumuz yıllarda, yatak çarşaflarını alıp yüksek bir yerden aşağı atlamayı planlamıştım. Tecrübe pilotu olarak önce ağabeyim atladı ve ayağını kırdı. Ağabeyim Zeki Ayhan Uygur, Amerika'da ünlü bir beyin cerrahı şimdi. Onunla gurur duyuyorum. Ağabeyim burada deniz albayıydı, ordudan ayrıldı sonra."
Gençlik yıllarında Amerika'ya ulaşmak isteğiyle gemici oldu:
"Benim gençliğimde herkeste Amerika'ya gitmek gibi çok yoğun bir istek vardı. Bu yüzden liman cüzdanı çıkarttım ve gemici oldum. Hiç unutmam, bir Panama şilebinde çalıştım. Gemide kimsenin canı sıkılmazdı. Onlara fıkralar anlatır, taklitler yapardım. Herkes çok gülerdi. Sonra askere gittim, orada da arkadaşlarımı çok güldürürdüm. Giderek insanların yüzünü güldürmek bende tutku oldu. Sonra da tiyatro başladı zaten."
1943 yılında Sarıyer Halkevi'nde başladığı ***sla beraber spora karşı ilgisi arttı. Atletizm ve su topu yanısıra iyi bir at binicisidir.
1952 yılında eşi Nejla ile hayatını birleştirdi. 13 yıl süren Anadolu turneleri sürecinde sırasıyla Süheyl, Süha, Ahmet, Kemal ve Behzat adlı beş erkek çocukları dünyaya geldi. Süheyl ve Behzat babalarının deyimiyle "armut ağacının dibine düştüler" ve tiyatrocu oldular.
T.C. Kültür Bakanlığı tarafından 1998 yılında devlet sanatçısı seçildi.
Ödülleri
2006 - Kemal Sunal Kültür Sanat Ödülü "En İyi Tiyatrocu"
1999 - 22. Avni Dilligil Tiyatro Ödülleri "Belkıs Dilligil Onur Ödülü"
Filmografi
2004 - Vizontele Tuuba (Hacı Zübeyir)
1974 - Cafer'in Nargilesi
1971 - Cafer Bey İyi, Fakir Ve Kibar
1970 - Cafer Bey
Profesyonel olarak 60 yıldan bu yana tiyatroya eşi ve çocuklarıyla birlikte hizmet eden Nejat Uygur, hem gülmeyi, hem de insanları güldürmeyi seviyor. Hayatında en saygı duyduğu kişi ise eşi Necla Uygur...
Hayatı
Nejat Uygur 1927 yılında Kilis'te dünyaya geldi. Öğretmen bir annenin ve subay bir babanın üç oğlundan ortancası olan Uygur, eğitimini Anadolu'nun çeşitli bölgelerinde tamamladı. İlkokulu Siirt, Ezine ve İntepe'de okudu ve bu dönemde tiyatroya müsamerelerle başladı. Sarıyer, Çanakkale ve Manisa'da ortaokulu tamamladıktan sonra Güzel Sanatlar Akademisi'nin Heykel Bölümü'ne girdi ama mezun olamadı. Tiyatroya profesyonel olarak 1949 yılında "Nejat Uygur Tiyatrosu" ile adım attı. Nejat Uygur, düşündüğü ilk mesleğin tiyatro olmadığını belirtti:
"Benim düşündüğüm ilk meslek pilotluktu. Çocukluğumda pilot olacağımı düşünürdüm. Hatta hiç unutmam Manisa'da olduğumuz yıllarda, yatak çarşaflarını alıp yüksek bir yerden aşağı atlamayı planlamıştım. Tecrübe pilotu olarak önce ağabeyim atladı ve ayağını kırdı. Ağabeyim Zeki Ayhan Uygur, Amerika'da ünlü bir beyin cerrahı şimdi. Onunla gurur duyuyorum. Ağabeyim burada deniz albayıydı, ordudan ayrıldı sonra."
Gençlik yıllarında Amerika'ya ulaşmak isteğiyle gemici oldu:
"Benim gençliğimde herkeste Amerika'ya gitmek gibi çok yoğun bir istek vardı. Bu yüzden liman cüzdanı çıkarttım ve gemici oldum. Hiç unutmam, bir Panama şilebinde çalıştım. Gemide kimsenin canı sıkılmazdı. Onlara fıkralar anlatır, taklitler yapardım. Herkes çok gülerdi. Sonra askere gittim, orada da arkadaşlarımı çok güldürürdüm. Giderek insanların yüzünü güldürmek bende tutku oldu. Sonra da tiyatro başladı zaten."
1943 yılında Sarıyer Halkevi'nde başladığı ***sla beraber spora karşı ilgisi arttı. Atletizm ve su topu yanısıra iyi bir at binicisidir.
1952 yılında eşi Nejla ile hayatını birleştirdi. 13 yıl süren Anadolu turneleri sürecinde sırasıyla Süheyl, Süha, Ahmet, Kemal ve Behzat adlı beş erkek çocukları dünyaya geldi. Süheyl ve Behzat babalarının deyimiyle "armut ağacının dibine düştüler" ve tiyatrocu oldular.
T.C. Kültür Bakanlığı tarafından 1998 yılında devlet sanatçısı seçildi.
Ödülleri
2006 - Kemal Sunal Kültür Sanat Ödülü "En İyi Tiyatrocu"
1999 - 22. Avni Dilligil Tiyatro Ödülleri "Belkıs Dilligil Onur Ödülü"
Filmografi
2004 - Vizontele Tuuba (Hacı Zübeyir)
1974 - Cafer'in Nargilesi
1971 - Cafer Bey İyi, Fakir Ve Kibar
1970 - Cafer Bey
Geri: Türk Tiyatro Sanatçılarının Biyografileri
Gerçek Adı: Metin Akpınar
Doğum Yeri: Aksaray, İstanbul
Doğum Tarihi: 02.11.1942
Onu Ünlü Yapan Ne?
Devekuşu Kabare Tiyatrosu'nun kurucuları arasındaydı (1967), daha sonra sinemaya adım attı ve Zeki Alasya ile birlikte rol aldığı sosyal içerikli filmlerle tanındı..
Birliktelikleri:
Eşi: Göksel Özdoğdu, 17 Şubat 1961'de evlendiler, (Ayrıldılar)
Ailesi:
Annesi: Nadide Hanım
Babası: Mustafa Bey
Ödüllerinden Bazıları: -
Eğitim:
- Pertevniyal Lisesi, Aksaray, İstanbul
Meraklısına...
* 1962'de Türk Talebe Birliği'nde amatör olarak tiyatroya başladı.
* İki yıl sonra ilk kez profesyonel bir oyunda yer aldı ve bu tarihten sonra önemli tiyatro yapımlarında rol aldı.
* 1967'de Türkiye'nin ilk Kabare Tiyatrosu olan Devekuşu Kabare Tiyatrosu'nun kurucuları arasındaydı
* 1972'de Tatlı Dillim filmiyle sinemaya adım atan Akpınar, Zeki Alasya ile ayrılmaz bir ikili oluşturmuşlar ve yıllarca tiyatroda, sinemada ve televizyon birlikte rol almışlardı.
* Bir söyleşide; dayısı Mevlanakapılı Kaşıkçı Ahmet'in ünlü bir kabadayı olduğunu söyleyen Akpınar, annesi engel olmasa kendisinin de kabadayı olacağını söylemişti.
* Daha önce küs olduğu Kemal Sunal ile Propoganda filminde, aynı şekilde Zeki Alasya ile de Güle Güle filminin çekimlerinde yeniden barışmıştı
* Propaganda filmiyle yeni bir sayfa açtığını belirten Akpınar artık farklı karakterleri canlandırmaya başlayacağını söylemişti.
* Yemeğe olan düşkünlüğü ile tanınıyor.
* Sıklıkla telif hakları ile ilgili şikayetlerde bulunan Akpınar, kazandığı paralar yatırım yapmasını bilen bir aktör. Zira, Zeki Alasya ile kavgalı oldukları dönemde çıkan tartışmalarda, Zeki Alasya'nın kazandığı paraları yatırıma dönüştürmediğini kendisinin ise farklı davrandığını söylemişti.
Doğum Yeri: Aksaray, İstanbul
Doğum Tarihi: 02.11.1942
Onu Ünlü Yapan Ne?
Devekuşu Kabare Tiyatrosu'nun kurucuları arasındaydı (1967), daha sonra sinemaya adım attı ve Zeki Alasya ile birlikte rol aldığı sosyal içerikli filmlerle tanındı..
Birliktelikleri:
Eşi: Göksel Özdoğdu, 17 Şubat 1961'de evlendiler, (Ayrıldılar)
Ailesi:
Annesi: Nadide Hanım
Babası: Mustafa Bey
Ödüllerinden Bazıları: -
Eğitim:
- Pertevniyal Lisesi, Aksaray, İstanbul
Meraklısına...
* 1962'de Türk Talebe Birliği'nde amatör olarak tiyatroya başladı.
* İki yıl sonra ilk kez profesyonel bir oyunda yer aldı ve bu tarihten sonra önemli tiyatro yapımlarında rol aldı.
* 1967'de Türkiye'nin ilk Kabare Tiyatrosu olan Devekuşu Kabare Tiyatrosu'nun kurucuları arasındaydı
* 1972'de Tatlı Dillim filmiyle sinemaya adım atan Akpınar, Zeki Alasya ile ayrılmaz bir ikili oluşturmuşlar ve yıllarca tiyatroda, sinemada ve televizyon birlikte rol almışlardı.
* Bir söyleşide; dayısı Mevlanakapılı Kaşıkçı Ahmet'in ünlü bir kabadayı olduğunu söyleyen Akpınar, annesi engel olmasa kendisinin de kabadayı olacağını söylemişti.
* Daha önce küs olduğu Kemal Sunal ile Propoganda filminde, aynı şekilde Zeki Alasya ile de Güle Güle filminin çekimlerinde yeniden barışmıştı
* Propaganda filmiyle yeni bir sayfa açtığını belirten Akpınar artık farklı karakterleri canlandırmaya başlayacağını söylemişti.
* Yemeğe olan düşkünlüğü ile tanınıyor.
* Sıklıkla telif hakları ile ilgili şikayetlerde bulunan Akpınar, kazandığı paralar yatırım yapmasını bilen bir aktör. Zira, Zeki Alasya ile kavgalı oldukları dönemde çıkan tartışmalarda, Zeki Alasya'nın kazandığı paraları yatırıma dönüştürmediğini kendisinin ise farklı davrandığını söylemişti.
Geri: Türk Tiyatro Sanatçılarının Biyografileri
Zeki alasya
Biyografi
18 Nisan 1943'te İstanbul'da doğdu. Robert Koleji'nin orta bölümünü bitirdi. Sanat hayatına 1959'da MTTB tiyatrosunda amatör olarak başladı. Bir süre dekoratörlük ve rehberlik yaptı. Çesitli tiyatrolarda çalıştıktan sonra Devekuşu Kabare Tiyatrosu'nun kurucuları arasında yer aldı.
Film çevirmeye 1973'ten sonra başladı. Metin Akpınar ile birlikte Türk sinemasında yeni bir ikili oluşturdular. Birçok filmde yer aldı.
OYNADIĞI FİLMLER
Pardon (2005)
Sans kapiyi kirinca (2005)
Kalbin zamani (2004)
Hababam sinifi merhaba (2004)
Öteki türkiye'de bir cumhurbaskani (2004)
Omerçip (2003)
Rus gelin (2003)
Güle güle (2000)
Oyunbozan (2000)
Patron duymasın (1985)
Davetsiz misafir (1983)
Garibin çilesi ölünce biter (1979)
Köse kapmaca (1979)
Vay basimiza gelenler (1979)
Cafer'in çilesi (1978)
Petrol kralları (1978)
Aslan bacanak (1977)
Sivri akıllılar (1977)
Hasip ile nasip (1976)
Her gönülde bir aslan yatar (1976)
Nereye bakıyor bu adamlar (1976)
Beş milyoncuk borç verir misin (1975)
Güler misin ağlar mısın (1975)
Nereden çıktı bu velet (1975)
Bal kız (Şenlik var) (1974)
Köyden Indim Şehire (1974)
Mavi boncuk (1974)
Mirasyediler (1974)
Salak milyoner (1974)
Yalancı yarim (1973)
Karaoğlan geliyor (1972)
Sev kardesim (1972)
Tarkan: Altın madalyon (1972)
Tatli dillim (1972)
Emine (1971)
YÖNETTİĞİ FİLMLER
Öteki türkiye'de bir cumhurbaşkanı (2004)
Omerçip (2003)
Rus gelin (2003)
Patron duymasin (1985)
Kaptan (1984)
Davetsiz misafir (1983)
Dönme dolap (1983)
Elveda dostum (1982)
Doktor (1979)
Köse kapmaca (1979)
Vay başımıza gelenler (1979)
Cafer'in çilesi (1978)
Petrol kralları (1978)
Aslan bacanak (1977)
Sivri akıllılar (1977)
Biyografi
18 Nisan 1943'te İstanbul'da doğdu. Robert Koleji'nin orta bölümünü bitirdi. Sanat hayatına 1959'da MTTB tiyatrosunda amatör olarak başladı. Bir süre dekoratörlük ve rehberlik yaptı. Çesitli tiyatrolarda çalıştıktan sonra Devekuşu Kabare Tiyatrosu'nun kurucuları arasında yer aldı.
Film çevirmeye 1973'ten sonra başladı. Metin Akpınar ile birlikte Türk sinemasında yeni bir ikili oluşturdular. Birçok filmde yer aldı.
OYNADIĞI FİLMLER
Pardon (2005)
Sans kapiyi kirinca (2005)
Kalbin zamani (2004)
Hababam sinifi merhaba (2004)
Öteki türkiye'de bir cumhurbaskani (2004)
Omerçip (2003)
Rus gelin (2003)
Güle güle (2000)
Oyunbozan (2000)
Patron duymasın (1985)
Davetsiz misafir (1983)
Garibin çilesi ölünce biter (1979)
Köse kapmaca (1979)
Vay basimiza gelenler (1979)
Cafer'in çilesi (1978)
Petrol kralları (1978)
Aslan bacanak (1977)
Sivri akıllılar (1977)
Hasip ile nasip (1976)
Her gönülde bir aslan yatar (1976)
Nereye bakıyor bu adamlar (1976)
Beş milyoncuk borç verir misin (1975)
Güler misin ağlar mısın (1975)
Nereden çıktı bu velet (1975)
Bal kız (Şenlik var) (1974)
Köyden Indim Şehire (1974)
Mavi boncuk (1974)
Mirasyediler (1974)
Salak milyoner (1974)
Yalancı yarim (1973)
Karaoğlan geliyor (1972)
Sev kardesim (1972)
Tarkan: Altın madalyon (1972)
Tatli dillim (1972)
Emine (1971)
YÖNETTİĞİ FİLMLER
Öteki türkiye'de bir cumhurbaşkanı (2004)
Omerçip (2003)
Rus gelin (2003)
Patron duymasin (1985)
Kaptan (1984)
Davetsiz misafir (1983)
Dönme dolap (1983)
Elveda dostum (1982)
Doktor (1979)
Köse kapmaca (1979)
Vay başımıza gelenler (1979)
Cafer'in çilesi (1978)
Petrol kralları (1978)
Aslan bacanak (1977)
Sivri akıllılar (1977)
Geri: Türk Tiyatro Sanatçılarının Biyografileri
Ayten Gökçer
Ayten Gökçer, 26 Ocak 1940'ta Ankara'da dünyaya geldi. Asıl adı Ayten Kaçmaz olan sanatçı, kendisindeki tiyatro yeteneğini ilk keşfeden kişinin annesi olduğunu her zaman hatırladı.
'Her çocukta olan yetenekler şüphesiz bende de vardı. Ama annem bendeki farkı sezinleyip, beni çok iyi yönlendirmesini bildi. Bu nedenle de 1952 yılında konservatuarın bale bölümüne girdim. İlk eğitimim dans üzerine oldu.'
'Aradan beş yıl geçti ve Ayten Gökçer, bu kez yine annesinin yönlendirmesiyle Ankara Devlet Tiyatroları Çocuk Tiyatrosu Bölümü'nde görev aldı.
'Çocuk Tiyatrosu'ndaki ilk oyunumu bugün bile çok net olarak, ayrıntılarıyla hatırlarım. Mümtaz Zeki Taşkın'ın 'Oyuncakçı Dede' adlı oyununda müthiş bir heyecan yaşadım. Onun ardından Eleneor H. Porter'ın 'Pollyanna' piyesinde 'hemşire' rolünü oynadım.'
Çocuk Tiyatrosu'na 1957'de giren Ayten Gökçer, bir yıl sonra açılan sınavı kazanarak Ankara Devlet Tiyatrosu'nun sanatçı kadrosuna katıldı.
Devlet Tiyatrosu'ndaki ilk oyunum Reşat Nuri Güntekin'in 'Bu Gece Başka Gece' oldu. Oyundaki 'Dansöz Pandora' rolüm çok beğenildi. Buradaki başarımın altında elbette aldığım bale eğitimim büyük payı oldu. Ardından 'My Fair Lady'deki Eliza Doolittle, 'Don Kişot'taki Aldonza, Vanya Dayı'dakı Yelena Andrayevna, '7 Kocalı Hürmüz'deki Hürmüz, 'Master Clas'daki Maria Callas rolleri yüreğimde iz bırakan rollerdir.'
1965 yılında Galatasaray'ın efsane futbolcusu ve 'Gol Kralı' Metin Oktay'la başrolü paylaştığı 'Taçsız Kral' filmiyle sinemaya geçen Ayten Gökçer 'İçli Kız Funda', '501 No'lu Hücre' filmlerinde oynadı. 1962 yılında Cüneyt Gökçer'le evlenen, Aslı adında bir kızı, Efe adında bir torunu olan Ayten Gökçer'in aldığı ödüller şöyle sıralanıyor:
Sanat Severler Derneği Yılın En İyi Kadın Oyuncusu (1966), Sanat Sevenler Derneği Yılın En İyi Kadın Oyuncusu (1970), Gazeteciler Derneği En İyi Sanatçı Ödülü (1975), Yılın Sanatçısı (1976), Devlet Sanatçısı (1988), Kültür Bakanlığı Üstün Hizmet Ödülü (1966), Cumhuriyet'in 75. yılında Yüzümüzü Ağartan Sanatçılar Ödülü (1998).
Ayten Gökçer'in ödüllerle ilgili ilginç bir yorumu var:
'Bugüne kadar çok ödüm aldım ama son dönemlerde dağıtılan ödülleri ve ünvanları pek ciddiye almıyorum. çünkü, her konuda olduğu gibi bu konuda da kantarın topuzunu kaçırdılar. Canı isteyen canı isteyene ödül veriyor. Tek bu nedenden ötürü aldığım tüm ödülleri iade etmeyi bile düşündüğümü söyleyebilirim.'
Görev Aldığı Oyunlar
Hafta Başı, Aşk Acısı, Evlat Evlattır, Hortlaklar, Bernarda Alba'nın Evi, Woyzeck, Don Juan, Leonce İle Lena, Klinik Bir Vak'a, Öp Beni Kate, Andorra, Onikinci Gece, Vanya Dayı, Kaktüs Çiçeği, My Fair Lady, IV: Henry, Cadı Kazanı, Lysistrata, Mançalı Don Kişot, Hastalık Hastası, Bağdat Hatun, Tarla Kuşuydu Jıliette, Yedi Kocalı Hürmüz, Kim Korkar Hain Kurttan, Zülfiye Zülfü, Yılın Kadını, Ustalar Sınıfı. Sanatçı ayrıca 1999 sezonunda Balerin adlı oyunu sahneye koydu.
Filmleri
1965 Taçsız Kral
1967 501 Numaralı Hücre
1967 İçli Kız Funda
1972 Damdaki Kemancı
1973 Anneler Günü
1980 Yedi Kocalı Hürmüz
1980 IV. Murat
1981 Bağdat Hatun
1988 Önce Canan
1991 Elif Ana
1999 Yılan Hikayesi (TV Dizisi)
2003 Patron Kim (TV Dizisi)
2005 Çat Kapı (TV Dizisi)
(Alıntıdır)
Ayten Gökçer, 26 Ocak 1940'ta Ankara'da dünyaya geldi. Asıl adı Ayten Kaçmaz olan sanatçı, kendisindeki tiyatro yeteneğini ilk keşfeden kişinin annesi olduğunu her zaman hatırladı.
'Her çocukta olan yetenekler şüphesiz bende de vardı. Ama annem bendeki farkı sezinleyip, beni çok iyi yönlendirmesini bildi. Bu nedenle de 1952 yılında konservatuarın bale bölümüne girdim. İlk eğitimim dans üzerine oldu.'
'Aradan beş yıl geçti ve Ayten Gökçer, bu kez yine annesinin yönlendirmesiyle Ankara Devlet Tiyatroları Çocuk Tiyatrosu Bölümü'nde görev aldı.
'Çocuk Tiyatrosu'ndaki ilk oyunumu bugün bile çok net olarak, ayrıntılarıyla hatırlarım. Mümtaz Zeki Taşkın'ın 'Oyuncakçı Dede' adlı oyununda müthiş bir heyecan yaşadım. Onun ardından Eleneor H. Porter'ın 'Pollyanna' piyesinde 'hemşire' rolünü oynadım.'
Çocuk Tiyatrosu'na 1957'de giren Ayten Gökçer, bir yıl sonra açılan sınavı kazanarak Ankara Devlet Tiyatrosu'nun sanatçı kadrosuna katıldı.
Devlet Tiyatrosu'ndaki ilk oyunum Reşat Nuri Güntekin'in 'Bu Gece Başka Gece' oldu. Oyundaki 'Dansöz Pandora' rolüm çok beğenildi. Buradaki başarımın altında elbette aldığım bale eğitimim büyük payı oldu. Ardından 'My Fair Lady'deki Eliza Doolittle, 'Don Kişot'taki Aldonza, Vanya Dayı'dakı Yelena Andrayevna, '7 Kocalı Hürmüz'deki Hürmüz, 'Master Clas'daki Maria Callas rolleri yüreğimde iz bırakan rollerdir.'
1965 yılında Galatasaray'ın efsane futbolcusu ve 'Gol Kralı' Metin Oktay'la başrolü paylaştığı 'Taçsız Kral' filmiyle sinemaya geçen Ayten Gökçer 'İçli Kız Funda', '501 No'lu Hücre' filmlerinde oynadı. 1962 yılında Cüneyt Gökçer'le evlenen, Aslı adında bir kızı, Efe adında bir torunu olan Ayten Gökçer'in aldığı ödüller şöyle sıralanıyor:
Sanat Severler Derneği Yılın En İyi Kadın Oyuncusu (1966), Sanat Sevenler Derneği Yılın En İyi Kadın Oyuncusu (1970), Gazeteciler Derneği En İyi Sanatçı Ödülü (1975), Yılın Sanatçısı (1976), Devlet Sanatçısı (1988), Kültür Bakanlığı Üstün Hizmet Ödülü (1966), Cumhuriyet'in 75. yılında Yüzümüzü Ağartan Sanatçılar Ödülü (1998).
Ayten Gökçer'in ödüllerle ilgili ilginç bir yorumu var:
'Bugüne kadar çok ödüm aldım ama son dönemlerde dağıtılan ödülleri ve ünvanları pek ciddiye almıyorum. çünkü, her konuda olduğu gibi bu konuda da kantarın topuzunu kaçırdılar. Canı isteyen canı isteyene ödül veriyor. Tek bu nedenden ötürü aldığım tüm ödülleri iade etmeyi bile düşündüğümü söyleyebilirim.'
Görev Aldığı Oyunlar
Hafta Başı, Aşk Acısı, Evlat Evlattır, Hortlaklar, Bernarda Alba'nın Evi, Woyzeck, Don Juan, Leonce İle Lena, Klinik Bir Vak'a, Öp Beni Kate, Andorra, Onikinci Gece, Vanya Dayı, Kaktüs Çiçeği, My Fair Lady, IV: Henry, Cadı Kazanı, Lysistrata, Mançalı Don Kişot, Hastalık Hastası, Bağdat Hatun, Tarla Kuşuydu Jıliette, Yedi Kocalı Hürmüz, Kim Korkar Hain Kurttan, Zülfiye Zülfü, Yılın Kadını, Ustalar Sınıfı. Sanatçı ayrıca 1999 sezonunda Balerin adlı oyunu sahneye koydu.
Filmleri
1965 Taçsız Kral
1967 501 Numaralı Hücre
1967 İçli Kız Funda
1972 Damdaki Kemancı
1973 Anneler Günü
1980 Yedi Kocalı Hürmüz
1980 IV. Murat
1981 Bağdat Hatun
1988 Önce Canan
1991 Elif Ana
1999 Yılan Hikayesi (TV Dizisi)
2003 Patron Kim (TV Dizisi)
2005 Çat Kapı (TV Dizisi)
(Alıntıdır)
Geri: Türk Tiyatro Sanatçılarının Biyografileri
HALUK BİLGİNER..
Biyografi 5 Haziran 1954 günü sigortacı Tahsin Bey ile ev hanımı Bedriye Hanım'ın üç çocuğundan ortancası olarak dünyaya geldi. Lise son sınıfta okulunun tiyatro koluna girdi ve Demokrat İzmir Gazetesi'nin açtığı liselerarası tiyatro yarışmasında ilk ödülünü aldı. Jürideki tiyatro müdürü Ragıp Haykır'ın davetiyle İzmir Devlet Tiyatrosu'nda konuk oyuncu olarak çalıştı. 1971 yılında Ankara Devlet Konservatuvarı Tiyatro Bölümü'ne girdi.
Devlet Konservatuvarı'ndaki eğitimini bitirdikten sonra Devlet Tiyatrosunda çalıştı. 1977'de İngiltere'ye Londra Müzik ve Drama Sanatları Akademisi'nde (LAMDA) bünyesinde eğitimini sürdürdü. 1980 - 1993 yılları arasında İngiltere'de TV dizilerinde ve tiyatrolarda oyuncu olarak görev yaptı. EastEnders dizisinde 250 bölüm canlandırdığı Kıbrıslı Mehmet Osman rolüyle ün kazandı.
1987 yılında ilk defa Gecenin Öteki Yüzü adlı film çekimi için ilk defa İstanbul'a geldi ve bu filmin setinde 1992'de evleneceği okul arkadaşı Zuhal Olcay ile tanıştı. Hayatını bir süre İstanbul-Londra arasında sürdürdü. 1992'de evlendikten sonra çift, Hollywood'da "Indiana Jones" dizisinde, Türkiye'de de Yavuz Özkan'ın "İki Kadın" filminde birlikte rol aldı. Show TV'de sunduğu Sıcağı Sıcağına adlı reality show sayesinde ünlendi. 1996'da Tomris Giritlioğlu'nun 80. Adım filminde, ardından "İstanbul Kanatlarımın Altında", "Usta Beni Öldürsene", "Masumiyet" gibi ödüllü filmlerde rol aldı.
Oyunculuğunu tiyatro sahnesinde sürdürmek isteyen Haluk Bilginer, 1990 yılında İsmet Levendoğlu ve Zuhal Olcay ile Tiyatro Stüdyosu'nu kurdu. Tiyatro Stüdyosu`nun Aldatma (Harold Pinter), Kan Kardeşleri (Willy Russell), Derin Bir Soluk Al (Ben Elton), Çöplük (Turgay Nar), Histeri (Terry Johnson) ve Balkon (Jean Genet) oyunlarında başrolleri üstlendi. Bir tiyatro salon sahibi olmak için Odeon Sineması'nı kiralayıp inşaata başladı ancak 1996'da çıkan yangınla bütün emekler boşa gitti; yine de yılmayan Bilginer ve Olcay topluluktan ayrılarak 1999'da Moda'da yoktan var ettikleri bir salonda Oyun Atölyesi'ni kurdular. Bir ara Show TV'de "Kim 500 bin ister" adlı bilgi yarışmasını sunmuştur. Pop müzik sanatçısı Aşkın Nur Yengi ile 2006 yılında evlenen sanatçının bu evlilikten bir çocuğu oldu.
Filmografi
Televizyon Dizileri [değiştir]Eastenders, Gecenin Öteki Yüzü, Ateşten Günler, Safiyedir Kızın Adı, Borsa, Son Söz Sevginin, Gülşen Abi, Eyvah Babam, Eyvah Kızım Büyüdü, Tatlı Hayat, Karanlıkta Koşanlar, Cesur Kuşku, Yinede Aşığım, Hayat işte,Sayın Bakanım,Sevgili Dünürüm
Filmler [değiştir]Kara Sevdalı Bulut, Ölürayak, İki Kadın, 80. Adım, İstanbul Kanatlarımın Altında, Nihavent Mucize, Masumiyet, Usta Beni Öldürsene, Harem - Suare, Fasulye, Güle Güle, Filler ve Çimen, Neredesin Firuze, Hırsız Var, Kısık Ateşte 15 Dakika , Hacivat Karagöz Neden Öldürüldü, Polis,
Tiyatro [değiştir]Haluk Bilginer, 1999 yılında Zuhal Olcay`la beraber kurduğu Oyun Atölyesi`nde Dolu Düşün Boş Konuş (Steven Berkoff, 1999), Ayrılış (Tom Kempinsky, 2000), Ermişler ya da Günahkarlar (Anthony Horowıtz, 2002), Cimri (Moliere, 2004), Jeanne d'Arc'ın öteki ölümü (Stefan Tsanev, 2005), Atinalı Timon (W.Shakespeare, 2006), Evlilikte Ufak Tefek Cinayetler (Eric-Emmanuel Schmitt, 2007) oyunlarında oynadı
Aldığı Ödüller [değiştir]34. Antalya Film Şenliği, 1997, Masumiyet, en iyi yardımcı erkek oyuncu
10. Ankara Film Festivali, 1998, Masumiyet, en iyi erkek oyuncu
9. Sadri Alışık Ödülleri, 2004, Neredesin Firuze, en iyi erkek oyuncu
18. Ankara Uluslararası Film Festivali, Ulusal Uzun Film Yarışması, "En İyi Erkek Oyuncu" Ödülü
Biyografi 5 Haziran 1954 günü sigortacı Tahsin Bey ile ev hanımı Bedriye Hanım'ın üç çocuğundan ortancası olarak dünyaya geldi. Lise son sınıfta okulunun tiyatro koluna girdi ve Demokrat İzmir Gazetesi'nin açtığı liselerarası tiyatro yarışmasında ilk ödülünü aldı. Jürideki tiyatro müdürü Ragıp Haykır'ın davetiyle İzmir Devlet Tiyatrosu'nda konuk oyuncu olarak çalıştı. 1971 yılında Ankara Devlet Konservatuvarı Tiyatro Bölümü'ne girdi.
Devlet Konservatuvarı'ndaki eğitimini bitirdikten sonra Devlet Tiyatrosunda çalıştı. 1977'de İngiltere'ye Londra Müzik ve Drama Sanatları Akademisi'nde (LAMDA) bünyesinde eğitimini sürdürdü. 1980 - 1993 yılları arasında İngiltere'de TV dizilerinde ve tiyatrolarda oyuncu olarak görev yaptı. EastEnders dizisinde 250 bölüm canlandırdığı Kıbrıslı Mehmet Osman rolüyle ün kazandı.
1987 yılında ilk defa Gecenin Öteki Yüzü adlı film çekimi için ilk defa İstanbul'a geldi ve bu filmin setinde 1992'de evleneceği okul arkadaşı Zuhal Olcay ile tanıştı. Hayatını bir süre İstanbul-Londra arasında sürdürdü. 1992'de evlendikten sonra çift, Hollywood'da "Indiana Jones" dizisinde, Türkiye'de de Yavuz Özkan'ın "İki Kadın" filminde birlikte rol aldı. Show TV'de sunduğu Sıcağı Sıcağına adlı reality show sayesinde ünlendi. 1996'da Tomris Giritlioğlu'nun 80. Adım filminde, ardından "İstanbul Kanatlarımın Altında", "Usta Beni Öldürsene", "Masumiyet" gibi ödüllü filmlerde rol aldı.
Oyunculuğunu tiyatro sahnesinde sürdürmek isteyen Haluk Bilginer, 1990 yılında İsmet Levendoğlu ve Zuhal Olcay ile Tiyatro Stüdyosu'nu kurdu. Tiyatro Stüdyosu`nun Aldatma (Harold Pinter), Kan Kardeşleri (Willy Russell), Derin Bir Soluk Al (Ben Elton), Çöplük (Turgay Nar), Histeri (Terry Johnson) ve Balkon (Jean Genet) oyunlarında başrolleri üstlendi. Bir tiyatro salon sahibi olmak için Odeon Sineması'nı kiralayıp inşaata başladı ancak 1996'da çıkan yangınla bütün emekler boşa gitti; yine de yılmayan Bilginer ve Olcay topluluktan ayrılarak 1999'da Moda'da yoktan var ettikleri bir salonda Oyun Atölyesi'ni kurdular. Bir ara Show TV'de "Kim 500 bin ister" adlı bilgi yarışmasını sunmuştur. Pop müzik sanatçısı Aşkın Nur Yengi ile 2006 yılında evlenen sanatçının bu evlilikten bir çocuğu oldu.
Filmografi
Televizyon Dizileri [değiştir]Eastenders, Gecenin Öteki Yüzü, Ateşten Günler, Safiyedir Kızın Adı, Borsa, Son Söz Sevginin, Gülşen Abi, Eyvah Babam, Eyvah Kızım Büyüdü, Tatlı Hayat, Karanlıkta Koşanlar, Cesur Kuşku, Yinede Aşığım, Hayat işte,Sayın Bakanım,Sevgili Dünürüm
Filmler [değiştir]Kara Sevdalı Bulut, Ölürayak, İki Kadın, 80. Adım, İstanbul Kanatlarımın Altında, Nihavent Mucize, Masumiyet, Usta Beni Öldürsene, Harem - Suare, Fasulye, Güle Güle, Filler ve Çimen, Neredesin Firuze, Hırsız Var, Kısık Ateşte 15 Dakika , Hacivat Karagöz Neden Öldürüldü, Polis,
Tiyatro [değiştir]Haluk Bilginer, 1999 yılında Zuhal Olcay`la beraber kurduğu Oyun Atölyesi`nde Dolu Düşün Boş Konuş (Steven Berkoff, 1999), Ayrılış (Tom Kempinsky, 2000), Ermişler ya da Günahkarlar (Anthony Horowıtz, 2002), Cimri (Moliere, 2004), Jeanne d'Arc'ın öteki ölümü (Stefan Tsanev, 2005), Atinalı Timon (W.Shakespeare, 2006), Evlilikte Ufak Tefek Cinayetler (Eric-Emmanuel Schmitt, 2007) oyunlarında oynadı
Aldığı Ödüller [değiştir]34. Antalya Film Şenliği, 1997, Masumiyet, en iyi yardımcı erkek oyuncu
10. Ankara Film Festivali, 1998, Masumiyet, en iyi erkek oyuncu
9. Sadri Alışık Ödülleri, 2004, Neredesin Firuze, en iyi erkek oyuncu
18. Ankara Uluslararası Film Festivali, Ulusal Uzun Film Yarışması, "En İyi Erkek Oyuncu" Ödülü
Geri: Türk Tiyatro Sanatçılarının Biyografileri
Yılmaz Erdoğan
Yılmaz Erdoğan, 1967, Hakkari.
İlk, orta ve lise öğrenimini Ankara´da tamamladı. İTÜ İnşaat Mühendisliğini kazandı fakat ağır basan tiyatro tutkusu eğitimini yarıda bırakmasına neden oldu.Tiyatroya Ferhan Şensoy´un 'Nöbetçi Tiyatrosu'nda başladı, daha sonra Levent Kırca´nın 'Olacak O Kadar' adlı televizyon programında başyazar olarak görev yaptı.
TRT´de yayınlanan 'Umut Taksi' adlı diziyi yazdı ve bu dizide oyuncu olarak rol aldı. · Tiyatroda dolu dizgin giden Erdoğan daha sonra Türkiye´nin en büyük oyuncu kadrosuna sahip olan 'Gereği Düşünüldü' isimli oyunu yazdı; bu oyun 4 yıl kapalı gişe oynadı.Bu oyundan sonra tiyatro çalışmalarına Yasemin Yalçın Tiyatrosu´nda başlayan Yılmaz Erdoğan 'Haşlama Taşlama' ve yine bu tiyatroda 5 yıl sahnelenen 'Kadınlık Bizde Kalsın' adlı oyunları yazdı.
Yılmaz Erdoğan tiyatro yaşamına bundan sonra ortağı Necati Akpınar ile birlikte kurduğu Beşiktaş Kültür Merkezi´nde devam etti. Burada yine başrollerini Demet Akbağ ile paylaştığı 'Bir Demet Tiyatro' adlı diziyi yazdı. 'Otogargara' ise son olarak yazdığı müzikaldi ve tiyatro severlerin yoğun ilgisiyle 4 yıl kapalı gişe oynadı. Bu arada son iki yıldır yine kendisinin yazdığı ve oynadığı tek kişilik 'Cebimdeki Kelimeler' adlı oyunu Beşiktaş Kültür Merkezi´nde sahnelendi.
İlk albümü 'Kayıp Kentin Yakışıklısı´nda ´Soğuk ve şehirlerarası otobüslerde vazgeçtim çocuk olmaktan ve beslenme çantamda otlu peynir kokusuydu babam´ diyen tiyatro dünyasının önemli isimlerinden, küçük büyük herkesin ´Mükremin Abi´si Yılmaz Erdoğan´ın 'Kayıp Kentin Yakışıklısı' adlı bir şiir kaseti Prestij Müzik etiketiyle müzik marketlerde yerini aldı.Bu albüm Yılmaz Erdoğan´ın yazdığı 17 şiirden ve bu şiirlere eşlik eden Metin Kalender, Nizamettin Ariç ve Ali Aykaç´ın bestelediği ezgilerden oluşuyor.
Erdoğan´ın albümünde şiirler, Türk Sanat Müziği´nden örnekler, türküler etnik müzikler gibi geniş bir müzik yelpazesi eşlik ediyor ve sanatçının kendi sesinden kısa bir türkü de bulunuyor. Yılmaz Erdoğan´ın bu ilk şiir albümünün yönetmenliğini Metin Kalender üstlendi.Kaset piyasaya çıkışının ilk haftasında 100.000´lik satış tirajına ulaştı ve şiir albümleri kategorisinde önemli bir yer edindi. Erdoğan´ın zekice ve nice motiflerle işlenmiş, kendine özgü üslubuyla yazdığı hüzün ağırlıklı şiirleri dinleyenleri yoğun bir duygu karmaşasına sürükleyecek.
Senaryosunu yazdığı ve yönetmenliğini paylaştığı Vizontele filmi büyük başarı kazandı.
ESERLERİ
1)hüzünbaz sevişmeler
2)kadınlık bizde kalsın
3)kayıp kentin yakışıklısı
4)haybeden gerçeküstü konuşmalar
5)anladım
Yılmaz Erdoğan, 1967, Hakkari.
İlk, orta ve lise öğrenimini Ankara´da tamamladı. İTÜ İnşaat Mühendisliğini kazandı fakat ağır basan tiyatro tutkusu eğitimini yarıda bırakmasına neden oldu.Tiyatroya Ferhan Şensoy´un 'Nöbetçi Tiyatrosu'nda başladı, daha sonra Levent Kırca´nın 'Olacak O Kadar' adlı televizyon programında başyazar olarak görev yaptı.
TRT´de yayınlanan 'Umut Taksi' adlı diziyi yazdı ve bu dizide oyuncu olarak rol aldı. · Tiyatroda dolu dizgin giden Erdoğan daha sonra Türkiye´nin en büyük oyuncu kadrosuna sahip olan 'Gereği Düşünüldü' isimli oyunu yazdı; bu oyun 4 yıl kapalı gişe oynadı.Bu oyundan sonra tiyatro çalışmalarına Yasemin Yalçın Tiyatrosu´nda başlayan Yılmaz Erdoğan 'Haşlama Taşlama' ve yine bu tiyatroda 5 yıl sahnelenen 'Kadınlık Bizde Kalsın' adlı oyunları yazdı.
Yılmaz Erdoğan tiyatro yaşamına bundan sonra ortağı Necati Akpınar ile birlikte kurduğu Beşiktaş Kültür Merkezi´nde devam etti. Burada yine başrollerini Demet Akbağ ile paylaştığı 'Bir Demet Tiyatro' adlı diziyi yazdı. 'Otogargara' ise son olarak yazdığı müzikaldi ve tiyatro severlerin yoğun ilgisiyle 4 yıl kapalı gişe oynadı. Bu arada son iki yıldır yine kendisinin yazdığı ve oynadığı tek kişilik 'Cebimdeki Kelimeler' adlı oyunu Beşiktaş Kültür Merkezi´nde sahnelendi.
İlk albümü 'Kayıp Kentin Yakışıklısı´nda ´Soğuk ve şehirlerarası otobüslerde vazgeçtim çocuk olmaktan ve beslenme çantamda otlu peynir kokusuydu babam´ diyen tiyatro dünyasının önemli isimlerinden, küçük büyük herkesin ´Mükremin Abi´si Yılmaz Erdoğan´ın 'Kayıp Kentin Yakışıklısı' adlı bir şiir kaseti Prestij Müzik etiketiyle müzik marketlerde yerini aldı.Bu albüm Yılmaz Erdoğan´ın yazdığı 17 şiirden ve bu şiirlere eşlik eden Metin Kalender, Nizamettin Ariç ve Ali Aykaç´ın bestelediği ezgilerden oluşuyor.
Erdoğan´ın albümünde şiirler, Türk Sanat Müziği´nden örnekler, türküler etnik müzikler gibi geniş bir müzik yelpazesi eşlik ediyor ve sanatçının kendi sesinden kısa bir türkü de bulunuyor. Yılmaz Erdoğan´ın bu ilk şiir albümünün yönetmenliğini Metin Kalender üstlendi.Kaset piyasaya çıkışının ilk haftasında 100.000´lik satış tirajına ulaştı ve şiir albümleri kategorisinde önemli bir yer edindi. Erdoğan´ın zekice ve nice motiflerle işlenmiş, kendine özgü üslubuyla yazdığı hüzün ağırlıklı şiirleri dinleyenleri yoğun bir duygu karmaşasına sürükleyecek.
Senaryosunu yazdığı ve yönetmenliğini paylaştığı Vizontele filmi büyük başarı kazandı.
ESERLERİ
1)hüzünbaz sevişmeler
2)kadınlık bizde kalsın
3)kayıp kentin yakışıklısı
4)haybeden gerçeküstü konuşmalar
5)anladım
Geri: Türk Tiyatro Sanatçılarının Biyografileri
Afife Jale (1902, İstanbul - 24 Temmuz 1941, İstanbul) , ilk Türk kadın tiyatro oyucusudur.
Afife Jale -
Dr. Sait Paşa'nın torunudur. Tiyatro sevgisiyle 1918'de, Türk ve Müslüman kadınlarının sahneye çıkmaları yasak olan bir dönemde Darülbedayi'ye (Şehir Tiyatroları) alınmak üzere açılan sınava girer. Prof. Metin And, Türk Tiyatrosu Tarihi kitabında o dönemi "1920 yılında Darülbedayi, Hüseyin Suat'ın "Yamalar" adlı oyununu Kadıköy'deki Apollon Tiyatrosu'nda (şimdiki Reks Sineması) sahneye koyuyordu. Bu oyunda Emel adlı kızı oynayan Eliza Benemenciyan topluluktan ayrılıp yurt dışına gittiği için bu rolü yüklenecek bir bayan aranıyordu. bu rol için seçilen Afife, "Jale" takma ismiyle Kadıköy'de Apollon Tiyatrosu'nda sahneye çıkar. O tarihi geceyi, altı yıl sonra Refik Ahmet Sevengil'e anlatırken "Hayatımda mesut olduğum ilk gece. . . " diyordu; "Sanatın, ruhuma verdiği güzel sarhoşluk içinde idim. Opiyekte güzel bir sen (scene:sahne) vardır; ağlama sahnesi. . . Orada taşkın bir saadetle ağladım. Sahiden ağladın. . . Alkış,alkış, alkış. . . Perde kapandı; açıldı, bana çiçekler getirdiler. Muharrir Hüseyin Suat bey, kuliste bekliyormuş; ben çıkarken durdurdu; alnımdan öptü: "Bizim sahnemize bir sanat fedaisi lazımdı; sen işte o fedaisin. " dedi. şeklinde konuşmuştu.
Daha sonra "Tatlı Sır" ve "Odalık" oyunlarında da polis baskını ile karşılaşır. İçişleri Bakanlığı'nın gönderdiği bir genelgeyle müslüman kadınların sahneye çıkmaları yasaklandı. Ancak bu işin bir de geçmişi vardı. 10 Kasım 1918'de, Behire, Memduha, Beyza, Refika ve Afife stajyer kadrosuna alınmışlar, ötekiler işi bırakmışlardı. İkisi de sahneye çıkarılmamışlardı. Refika suflör olarak çalışıyordu. Tüm baskılara karşın bundan sonra Burhanettin Topluluğunda Seniye, Yeni Sahne'de Şaziye (Moral) , Münir (Neyire Neyyir) , Bedia (Muvahhit) Milli Sahne'de Huriye ve Hikmet, Ruhat gibi Müslüman Türk kadınları Afife'yi izlediler" diye anlatır.
Nezihe Araz'ın kaleminden Afife şöyle sesleniyor. "Beni acıyarak değil, düşünerek severek, kucaklayarak hatırlayın. Tiyatro varsa ben varım" inancı ve aşkıyla yaşıyordu Afife, "Olmak ya da olmamak" işte gerçek buydu onun için. "Olmak"la sanatını icra etmek eşanlamlıydı, bu eşanlam da tiyatroydu. Toplum hayatında ilk olmak; yani onun deyimle "ilk ateşi yakmak"," ilk türküyü söylemek"," ilk aşkı ya da direnişi başlatmak" bir olaydı ve bunun her zaman bir bedeli vardı. İlkler yol boyu bu bedeli ödediler. "
Bu zaptiye baskının ilkinde Afife arkadaşlarınca kaçırılmışsa da daha sonra sokakta polisce yakalanarak karakola götürülür. "Dinini, milliyetini unutan sen misin?" diye hırpalanır. Aile içinde babası da onun tiyatrocu olmasına karşıdır. Babasının gözünde Afife artık fahişedir. Evden de ayrı yaşamak zorundadır. Bu arada Darülbedai'deki ücretli görevine de son verilir. Güvencesiz ve parasızdır. Önüne geçilmeyen şiddetli başağrıları başlar. Hekimi morfinle tedavi yoluna giderek büyük bir yanlışlık yapar. Bunun sonucu Afife artık bir morfinmandır. Bu nedenle yaşamının son yıllarını Bakırköy Akıl ve Sinir Hastanesi'nde geçirir ve 39 yaşındayken burada ölür.
Günümüzde, bir şirket tarafından düzenlenen ve gelenekselleşmiş hale gelen Afife Tiyatro Ödülleri, sanatçının anısına her yıl düzenlenmektedir.
Afife Jale -
Dr. Sait Paşa'nın torunudur. Tiyatro sevgisiyle 1918'de, Türk ve Müslüman kadınlarının sahneye çıkmaları yasak olan bir dönemde Darülbedayi'ye (Şehir Tiyatroları) alınmak üzere açılan sınava girer. Prof. Metin And, Türk Tiyatrosu Tarihi kitabında o dönemi "1920 yılında Darülbedayi, Hüseyin Suat'ın "Yamalar" adlı oyununu Kadıköy'deki Apollon Tiyatrosu'nda (şimdiki Reks Sineması) sahneye koyuyordu. Bu oyunda Emel adlı kızı oynayan Eliza Benemenciyan topluluktan ayrılıp yurt dışına gittiği için bu rolü yüklenecek bir bayan aranıyordu. bu rol için seçilen Afife, "Jale" takma ismiyle Kadıköy'de Apollon Tiyatrosu'nda sahneye çıkar. O tarihi geceyi, altı yıl sonra Refik Ahmet Sevengil'e anlatırken "Hayatımda mesut olduğum ilk gece. . . " diyordu; "Sanatın, ruhuma verdiği güzel sarhoşluk içinde idim. Opiyekte güzel bir sen (scene:sahne) vardır; ağlama sahnesi. . . Orada taşkın bir saadetle ağladım. Sahiden ağladın. . . Alkış,alkış, alkış. . . Perde kapandı; açıldı, bana çiçekler getirdiler. Muharrir Hüseyin Suat bey, kuliste bekliyormuş; ben çıkarken durdurdu; alnımdan öptü: "Bizim sahnemize bir sanat fedaisi lazımdı; sen işte o fedaisin. " dedi. şeklinde konuşmuştu.
Daha sonra "Tatlı Sır" ve "Odalık" oyunlarında da polis baskını ile karşılaşır. İçişleri Bakanlığı'nın gönderdiği bir genelgeyle müslüman kadınların sahneye çıkmaları yasaklandı. Ancak bu işin bir de geçmişi vardı. 10 Kasım 1918'de, Behire, Memduha, Beyza, Refika ve Afife stajyer kadrosuna alınmışlar, ötekiler işi bırakmışlardı. İkisi de sahneye çıkarılmamışlardı. Refika suflör olarak çalışıyordu. Tüm baskılara karşın bundan sonra Burhanettin Topluluğunda Seniye, Yeni Sahne'de Şaziye (Moral) , Münir (Neyire Neyyir) , Bedia (Muvahhit) Milli Sahne'de Huriye ve Hikmet, Ruhat gibi Müslüman Türk kadınları Afife'yi izlediler" diye anlatır.
Nezihe Araz'ın kaleminden Afife şöyle sesleniyor. "Beni acıyarak değil, düşünerek severek, kucaklayarak hatırlayın. Tiyatro varsa ben varım" inancı ve aşkıyla yaşıyordu Afife, "Olmak ya da olmamak" işte gerçek buydu onun için. "Olmak"la sanatını icra etmek eşanlamlıydı, bu eşanlam da tiyatroydu. Toplum hayatında ilk olmak; yani onun deyimle "ilk ateşi yakmak"," ilk türküyü söylemek"," ilk aşkı ya da direnişi başlatmak" bir olaydı ve bunun her zaman bir bedeli vardı. İlkler yol boyu bu bedeli ödediler. "
Bu zaptiye baskının ilkinde Afife arkadaşlarınca kaçırılmışsa da daha sonra sokakta polisce yakalanarak karakola götürülür. "Dinini, milliyetini unutan sen misin?" diye hırpalanır. Aile içinde babası da onun tiyatrocu olmasına karşıdır. Babasının gözünde Afife artık fahişedir. Evden de ayrı yaşamak zorundadır. Bu arada Darülbedai'deki ücretli görevine de son verilir. Güvencesiz ve parasızdır. Önüne geçilmeyen şiddetli başağrıları başlar. Hekimi morfinle tedavi yoluna giderek büyük bir yanlışlık yapar. Bunun sonucu Afife artık bir morfinmandır. Bu nedenle yaşamının son yıllarını Bakırköy Akıl ve Sinir Hastanesi'nde geçirir ve 39 yaşındayken burada ölür.
Günümüzde, bir şirket tarafından düzenlenen ve gelenekselleşmiş hale gelen Afife Tiyatro Ödülleri, sanatçının anısına her yıl düzenlenmektedir.
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz